Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Tüm hafta, önce İsrail’in Mescid-i Aksa’ya müdahalesi, ardından İsrail polisinin Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah’tan çekilmemesi üzerine Filistinlilerin eylemlerinin yayılmasını, Hamas’ın çok sayıda roket atışıyla İsrail kentlerini hedef almasını ve son olarak da İsrail’in Gazze’yi topçu atışlarıyla vurması sonucu ortaya çıkan insanlık dramını konuştuk.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), sadece Gazze saldırısında 200’den fazla konutun yıkıldığını, 10 bine yakın Filistinlinin evlerini terk ettiğini açıkladı. OCHA, Birleşmiş Milletler’in insani trajedilerle ilgilenen kurumu. BM’nin bir de deyim yerindeyse insani trajedilere seyirci kalan organı var: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. İsrail’in en büyük destekçisi ABD, Konsey’den “İsrail’i kınama kararı” bile çıkmaması için direniyor. ABD, diğer 4 daimi ve 10 geçici üyeye karşı İsrail için canhıraş mücadele veriyor. ABD bu hafta iki kez Güvenlik Konseyi’nin bırakın karar almasını, bir “başkanlık açıklaması” yapmasına bile engel oldu. Yoğun diplomatik çabaların ardından BMGK üyeleri bugün Gazze için yeni bir toplantı yapma kararı aldı. Ancak ABD, pozisyonunda net... Toplantı sonunda bir karar çıkmayacak. Dahası ABD, başkanlık açıklamasının yapılmasını da engelleyecek.

Haberin Devamı

Bire karşı 14

BMGK toplantısı Pazar günü Türkiye saatiyle öğleden sonra yapılacak. Toplantı, salgın önlemleri kapsamında sanal ortamda ve medyaya açık olacak. Bu toplantının herkese açık şekilde izlenebilecek olması önemli, zira ABD buna bile karşı çıkıyordu. Filistin geçen Cuma günü açık toplantı yapılmasını istemiş, ABD’nin Daimi Temsilciliği önce “Tamam” demiş, ancak Washington’dan talimat gelince kararından geri dönmüş ve toplantı kapalı yapılmıştı...

Pazar günkü toplantıda BMGK’nın 15 üyesi ile Filistin ve İsrail temsilcileri konuşacak. Taraflar, toplantıdan önce ABD’nin sert tutumu sebebiyle bir karar çıkartabilmek için müzakere yapabilmiş değil. Kurulun geri kalan üyeleri “İsrail’in saldırıları karşısında bir karar çıkması ya da en azından başkanlık açıklaması yapılması” konusunda hem fikir. Ancak Konsey’den, bırakın bir süredir konuşulduğu ve Türkiye’nin başını çektiği ülkelerin talep ettiği gibi “bölgeye uluslararası koruma mekanizması konuşlandırılması” kararı çıkmasını, başkanlık açıklaması yapılması bile mümkün görünmüyor. Özetle ABD, karşısındaki 14 üyeye karşı elindeki veto kartını kullanarak Pazar günkü toplantıyı da sonuçsuz bırakacak.

Haberin Devamı

Türkiye’nin yol haritası

Ankara da BM Güvenlik Konseyi’nden hiçbir karar çıkamayacağının bilincinde. Bu yüzden gücünü, daha önce açıklandığı gibi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu toplatmak için harcayacak. Tıpkı ABD eski Başkanı Donald Trump’ın 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasını öngören kararının sonrası BM Genel Kurulu’nun toplanmasına öncülük ettiği gibi. Süreçleri yakından izleyen yetkililer, entegrasyonu en yüksek olan İsrail vatandaşı Arapların bile artık yaşananlara tahammül edemediği ve İsrail’in bundan sonra güvenliğini temin edemeyeceğinin altını çiziyor. Bu koşullarda Türkiye-İsrail arasında bir normalleşmenin mümkün olmayacağına vurgu yapan uzmanlar, Türkiye’nin bu süreci, bir süredir yakınlaşma çabası içine girdiği Mısır ile birlikte yürütmesi gerektiğini de söylüyor.

Haberin Devamı

Sonu baştan belli

BMGK Üyeleri:

Daimi üyeler: (5)

ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere

Geçici Üyeler: (10)

Estonya, Hindistan, İrlanda, Kenya, Meksika, Nijer, Norveç, Tunus, Vietnam, St. Vincent ve Grenadinler

Saldırı da fidye de sanal!

Dünya, bu hafta Ortadoğu’da savaş ve çatışmaların roketli füzeli, tanklı toplu klasik şekillerine şahit olurken, ABD’deyse savaşın gelecekte yaşanabilecek tezahürlerini gördü. “DarkSide” hacker grubu, ABD’nin doğu yakasını besleyen “Kolonyal Akaryakıt Boru Hattı”nı yöneten şirketin sistemlerine girdi ve akaryakıt transferinin devre dışı kalmasına yol açtı.

Günlük 100 milyon galon akaryakıt taşınan hat, doğu yakasının benzin ve jet yakıtı ihtiyacının neredeyse yüzde 45’ini tek başına karşıladığından, bu siber saldırı büyük ses getirdi. Birçok eyalette petrol sıkıntısı yaşandı, istasyonlarda uzun araç kuyrukları oluştu. Hattın 5 gün boyunca kesik kalması ve akış sağlanamaması yüzünden akaryakıt kara yoluyla taşınabildi. Bu durumun yarattığı tedarik sıkıntısı ülkede ortalama benzin fiyatını 2014’ten bu yana ilk kez galon başına üç doların üzerine çıkardı.

Şirket hattı ancak korsanlara kripto para olarak istedikleri fidyeyi ödeyince açılabildi. Bu tablo, bize yeni dünya düzeninde karanlık bir elin sanal ortamda verebileceği zararın boyutu açısından muazzam bir fikir verdi.

Nasıl müdahale edildi? 

Bilindiği gibi elektrik, gaz, petrol, akaryakıt sistemleri, kapsamlı ve entegre bir veri tabanlı kontrol ve izleme sistemi olan SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition-Gözetleyici Kontrol ve Veri Toplama Sistemi) üzerinden takip ediliyor. Bugünkü risk, bu sistemlerin artık dijital ve yapay zeka çalışmalarıyla bütünleştirilmiş ve her zaman sanal saldırılara açık olması.

Hackerler, ABD’deki şirketin 100 GB’lık verisine bir fidye yazılım programıyla sızdı. Daha basit ifadeyle virüs kendisini hedef bilgisayara gizlice yükledi, sistemdeki tüm verileri şifreledi yani rehin aldı ve o bilgisayarın asıl kullanıcıları hiçbir dosyasına ulaşamadı.

Program, şifrenin ancak fidye ödenmesiyle çözüleceğini karşı tarafa bildirdi, aksi halde şifrelenen verilerin internete yayılmasıyla tehdit etti. Saldırıya uğrayan şirket de, tehdidi kontrol altına almak için tüm bilgisayar sistemlerini kapattı ve ancak 5 milyon dolar fidye ödenmesi sonucu geri açabildi. DarkSide sadece ABD’de değil, aynı zamanda bir Brezilyalı yenilenebilir enerji şirketine ve İskoçya’da bir inşaat firmasına da saldırdı.

Natanz saldırısı

Dünyada yeni dönem enerji savaşlarının bu boyuta evrileceğinin son örneği ABD’deki olaydı. Ancak uzmanlar bu alanda en çarpıcı örneğin yakın zamanda İsrail’in İran’ın Natanz Nükleer Santrali’ne yaptığı saldırı olduğunu belirtiyor. Mossad, nükleer santrali SCADA sistemine girmiş, santrifüjlerini normalden hızlı çalıştırmıştı. Oysa o anda tüm göstergeler normal görülüyordu. Verilen aşırı hız, motorları yaktı ve yeraltındaki tesisteki büyük patlama ile sistemi imha etti.

ABD’de siber saldırının kim tarafından yapıldığını biliyoruz. Ancak arkasında birileri mi var ya da neden yapıldı gibi soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Buna dair muhtelif iddialar var. ABD Başkanı Joe Biden, saldırı ile ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek istediğini söyledi. Bunun sebebi doğrudan Moskova yönetimini suçlama amaçlı değildi, zira DarkSide grubunun Kremlin ile bağlantılı olmadığı konuşuluyor.

Ancak Biden, bu grubun Rusya’da olduğu iddiası üzerine bu görüşmeyi yapmak istiyor. Boru hattı şirketinin en büyük pay sahibi Koch Yatırım’ın İsrail Başbakanı Benjamin Nethanyahu’yu desteklediği yönünde haberler var. Rus güvenlik yazılım ajansı Kaspersky Lab’in kurucusu ve eski CEO’sunun ise CIA’in bu saldırıyı içeriden yaptığı iddiasını ortaya attı. Saldırının arkasında ne olduğu, önümüzdeki günlerde netleşecektir.

Sonu baştan belli

DarkSide grubu

Grup ilk olarak Ağustos 2020’de fark edildi,

Fidye yazılımı ile sistemleri hedef alıyor,

Rusya’da yerleşik olduğu düşünülüyor,

Devlet destekli olmadığına inanılıyor,

Genellikle İngilizce konuşulan ülkeleri hedef alıyor,

Hastane, okul, üniversiteleri hedef almıyor,

Fidye gelirlerinin bir kısmını hayır kurumlarına bağışladıklarını söylüyorlar,

Aralık 2020’den Mayıs 2021’e dört kez ABD enerji altyapısına saldırdılar.