BIST 9.453
DOLAR 32,59
EURO 34,80
ALTIN 2.498,62

"KEYFİNE BAK BEN AŞILANDIM"!!!

Ülkemize 2021 tatil sezonunda gelecek turistlere "çifte güven vereceğiz" derken neler oldu?

Kaş yapayım derken göz çıkarmak deyimine tam karşılık bulan Kültür ve Turizm Bakanlığı sezonunda gelecek turistlere çifte güven vereceğiz derken Türkiye'de şaşkınlık uyandıran ve gelen tepkiler sonucunda yayından kaldırılan tanıtım videosu ile ilgili acaba TTGA YK üyelerinin ve icra kurulu üyelerinin aşı reklam çalışmasıyla ilgili haberi, bilgisi var mıydı?

Videonun içeriğinde "Hijyenik oteller ve aşılı personeller ! Biz diyoruz ki:  Turizmde çifte güven ! Gelin ve keyfini çıkarın. İçiniz rahat olsun" diyerek paylaşılmıştı. 

Bu tanıtım videosu bir istişare sonucunda mı paylaşıldı ? Peki paylaşılan video için harcanan bütçe çöpe mi atılmış oldu böylelikle ister 5 kuruş ister 5 milyon olsun bir kuruşun bile boşa harcanmaması gerekmez mi?

Turizm Geliştirme Ajansı turizm sektöründen, sektör temsilcilerinden ve onları bu ajansta temsil eden üyelerle yönetiliyor ve bütçesi de sektörden alınıyor... Konuyla ilgili TTGA yönetim kurulu üyelerine ulaşmak fikirlerini almak istedim.

Kamuoyunda oluşan tartışmalara neden olan husus ile ilgili TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya'ya ulaştım, fikirlerini aldım, "Sayın Bakanın kendisine ait Tur Şirketi ve Otellerinin tanıtım videosu gibi kısa bir tanıtım videosu yaptırmasını doğru bulmuyoruz" dedi ve aşağıda ki basın açıklamasını paylaştı.

Sizlerle bayram tadında bir haber paylaşmak isterdim ülkemizin ve tüm islam aleminin mübarek Ramazan Bayramının hayırlara vesile olması temennimle...

İşte Türsab Başkanı Firuz Bağlıkaya'nın açıklamaları;

Turizm medya çalışanlarıyla bayramlaşmak için çevrimiçi ortamda bir araya gelen TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, ülke gündemine oturan ve yayından kaldırılan Türkiye’nin turizmdeki tanıtım filmini değerlendirdi.
 
Bakanlığın eleştirilen reklam filmi hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şunu üzülerek söylemeliyim ki gelmiş geçmiş en kötü tanıtım filmi. Bunu ayrıca ben söylemiyorum, şu anda bu işin uzmanları, reklamcılar, sosyologlar, akademisyenler, turizmin içinde olan tüm profesyoneller söylüyor. Sayın Bakanın, istişare kültüründen uzak “ben bilirimci” yönetim anlayışı ve TTGA’nın yönetim yapısına ilişkin başından beri yaptığımız eleştirilerde “haklı çıkmanın” derin üzüntüsü içindeyim… Yönetimsel zaaflar ve kontrolsüzlükle ortaya çıktığını düşündüğüm böylesi bir iletişim felaketinin yaşanmış olmasından dolayı üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. 

Turizmin, sadece oteller üzerinden algılanmasını, hatta sadece Sayın Bakanın sahibi olduğu otellerin ekseninde yorumlanmasının, sorunun temelini oluşturduğunu düşünüyorum. 

TTGA yönetimini, memur ve otelcilerden oluşturmanın doğuracağı risklere dikkat çekip itirazlarda bulunurken, aslında tam da bugün yaşanan sorun ve ileride yaşanacaklara ilişkin uyarılarda bulunmak istiyorduk. 

Maalesef anlatamadık, dinletemedik…

"Turist getirmek" plan ve program gerektirir!

Bunu başarabilmek için de bilgi, deneyim ve hepsinden önemlisi bizzat sahada olmak ya da sahada olanları dinlemek gerekir. Türkiye turizmi yıllar içinde bu konuda kayda değer bir başarı yakalamıştı. Ana pazarlarımızın yanına alternatif pazarlar aramaya başlamıştık. Ama korkarım ki bu pazarlama yaklaşımı ve yönetimiyle değil yeni pazarlar, elimizdeki ana pazarları bile kaybetme tehlikesi altındayız.

Türkiye turizmini tanıtmak için kurulan TTGA’nın 15 kişilik yönetim kurulunu otelcilerden oluşturup, işin pazarlamasını yapan seyahat acentalarından sadece bir kişiyi, “süs olsun” diye alıp, meslek örgütünü dışlarsanız, ortaya çıkacak sonuç da böylesine bir rezalet olur!

Hangi düşüncede olursak olalım yanlışa ‘yanlış’ demek, diyebilmek bir fazilettir. Bakın bugün Türkiye bu anlamsız reklam filmini, insanımızı ikinci sınıf vatandaş konumuna koyan reklam filmini eleştirirken tek yürek oldu. Sayın Bakan’ın hatalarını gören, bilen, hatta kendi aralarında konuşanların sırf kendi gemilerini yürütmek için sessiz kalmalarını anlayabilmek mümkün değil! 

Hiç korona virüsü çağrıştıran bir reklam filmi olabilir mi? 
Pandemi dönemi ‘nasıl tanıtım yapılacağı’ konusunda bir araştırma yapmak bu kadar zor mu? Bu işleri diğer turizm ülkeleri nasıl yapıyor?  Hiçbir şey yapamıyorsanız bari bunları araştırsaydınız.  Bu nasıl bir iletişim?  

Çok merak ediyorum, bu reklam filmini yayınlanmadan önce kim gördü; kimler onay verdi? Sektör örgütlerinden hangilerinin görüşleri alındı? Hangi uzmanlar inceledi? Bu rezaletin altında kimlerin imzası var?

Bu kadar başına buyruk bir iş yapılamaz, yapılmamalıydı… 

Ortaya çıkan sonuçtan da anlıyoruz ki, Türkiye tanıtımında eksik olan, para veya TTGA değil! 
Eksik olan vizyon…  

Turizmin en büyük sermayesi olan “ülke imajıyla” ilgili konularda bu kadar duyarsız olunabilmesini anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. 

Otel tanıtımı yapar gibi ülke tanıtımı yapılmaz! 

Tanıtımın bir stratejisi olur. TTGA kurulduğu günden bugüne ne yaptı, turizm için neler yapacağını bilen var mı? Sektörün parasını alıp sektörün, ülke imajının aleyhine iş yapmak ne demek?

ETS Tur reklamı gibi ülke reklamı yapılmaz!

Turizmi bilmekle, başarılı bir otel zinciri sahibi olmak arasındaki fark anlaşılmalıdır. İç turizmde başarılı bir marka sahibi olmak ile yurt dışından turist getirmenin çok farklı şeyler olduğunu anlamamız lazım. 

Sizlere soruyorum, TTGA’nın yönetiminde turizm örgütleri bulunsaydı ve onlara danışılmış olsaydı böylesi bir hata olabilir miydi?

Bu da bugüne kadar “Ben bilirim” kafasının yaptığı hatalardan sadece biri. 

Vasatlık, iş bilmezlik başka; turizm çalışanının, Türk insanının onurunu yerlere düşürmek başka... 

Maalesef olan budur!