hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Kaynak kullanımını Hindistan üzerinden okumak

    08.05.2021 Cumartesi | 09:13Son Güncelleme:

    Yaşadığımız pandemi sürecinde, an itibarıyla en ağır tablonun Hindistan’ da ortaya çıktığını görüyoruz. Nitekim, salgın esnasında görülebilecek en kötü risk ve tabloların, maalesef bu ülkede tüm ağırlık ve vehameti ile gerçekleştiğini izliyoruz: bulaş hızındaki rekor ivme sonucunda hasta sayısında ortaya çıkan “patlama”; sağlık sisteminin adeta çöküşüne ve yetersiz kalmasına yol açıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hindistan’ dan ekran ve sütunlara yansıyan dramatik görüntülerin, her şeyden önce, insani duyarlılık penceresinden değerlendirilmesi gerektiğine şüphe yoktur. Ancak, daha haftalar öncesinde,”pandemi yönetimindeki başarısı” ndan söz edilebilen bu ülkede, tablonun bu kadar çabuk ve dramatik biçimde değişmesi konusu soruşturulmaya açık; irdelenmeye muhtaçtır.

    Dünyada 1 milyarı aşkın nüfusa sahip 2 ülkeden birisi olan Hindistan’ın; 2024 yılında Çin’i bu kulvarda geride bırakacağı projeksiyonunu not ederek başlayalım. Yoksulluk sınırı altında yaşayan nüfus oranını 1994-2014 arasında yarı yarıya azaltmayı başaran ülkenin, 2028 itibarıyla “dünyanın üçüncü en büyük ekonomisi” haline geleceği öngörülüyor. Aynı yıllar arasında, milli gelirini dörde katlayan Çin’e başat bir performans yakalama becerisi olsaydı, Hindistan’ın; tüm dünya düzenini yeniden dizayna zorlayacak duruma ulaşması işten bile değildi.

    Nüfusunun tamamı Hindu’ lardan oluşmasa da, Başbakan Narendra Modi’ nin, “ Hindutva “ ideolojik yaklaşımı anlayış ve temelinde yönetimini sürdürdüğü; bu durumun bir kısım eleştiri ile çatışmalara yol açtığı izleniyor. Pandemi yönetimi sürecinde eleştirilerin odağı haline gelen Modi’ nin, bazı mahalli seçimlerde aldığı başarısız sonuçların ne tür gelişmelere yol açacağı ayrıca merak konusu. Hiç şüphesiz, geniş bir coğrafyadaki ülkede, eyalet yönetimlerinin ağırlıklı varlıkları görmezden gelinemez, ancak “merkezi otorite” nin esas sorumluluğu üstlendiği açıktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Üç yüz milyondan fazla insanın elektrikten hala yoksun olduğu ülkede, 2022 sonunda tüm yerleşim birimlerine hizmeti götürme kampanyası sürmekle beraber, “musluklardan kesintisiz temiz su akıtma” işini beceren bir tek yerleşim yeri bulunmadığı gerçeği de görmezden gelinemez. Nitekim, önümüzdeki on yıl içinde altyapı, ulaştırma ve enerji projelerine 1.5 trilyon dolar harcanması gerektiği hesaplanmaktadır.

    Hindistan’da, nüfusun yarısı 25 yaşının altındadır ve 28 yaş ortalaması ile “genç nüfuslu ülke” kategorisine girmekte olup, 2025 itibarıyla, “ tüm dünyadaki çalışabilir nüfusun beşte birine” erişeceği öngörülmektedir.

    Araştırma-Geliştirme ( AR-GE ) harcamalarına ayırdığı, milli gelirinin % 0.63’ lük oranı ile Hindistan; Japonya( 3.4 ), Amerika( 2.8 ) ve Çin( 2.11 )’ in gerisinde kalmaktadır. Bir yıl içinde kazanılan lisansüstü derece sayısında dünyada dördüncü olan ülke, son senelerde görülen nisbi gerilemelere rağmen dünyanın önde gelen akademik kurumları sıralamasında ön sıralarda yer almayı sürdürmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tarımsal alanda potansiyeli yüksek ülkede, çiftçilerden ürün alımındaki yeni düzenlemeler karşısında, güvenceli fiyat isteyen bu kesimin protesto ve işgal eylemleri, pandemi şartlarında dahi sürmektedir. Esasen, Hindistan, zengin kaynaklarına karşın, senelerdir, “ açlık ve kıtlık tehlikesi” ni bertaraf edememiş, yakasını kurtaramamış bir ülkedir. Aslında, “tarımda kendisine yeterli” klasmanında yer almakla beraber, ürettiğinin; üçte biri yetersiz depolama-taşıma, diğer bir üçte birlik kısmı kemirgen ve doğal etkiler ile heba olmakta, elde sadece bunlardan artan kalmaktadır.

    Burada ortaya çıkan durumu; açık ve net olarak, “ varlık içinde yokluk çekmek” talihsiz konumuna oturtmak durumundayız.

     Kaynaklara sahip olmak, refah ve çözüm odaklı kazanımların önünü otomatik olarak açamıyor; “ kıt kaynakların optimal yönetim ve dağıtımı “ esas mesele olarak varlığını koruyor. Salgına karşı elimizde mevcud tek çıpa  olan Aşı da bu konuda bir istisna teşkil etmiyor, zira Hindistan, dünyanın en büyük aşı üretme potansiyeline sahip ülkesidir.