Bayramda da çalışan inşaat işçilerinden biri, “Yeter ki hakkımızı alabilelim” diyor. Sigortasız çalışan başka bir inşaat işçisi Mert Faik’e ise sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle ceza kesildi.

Şantiye betonları işçileri yutuyor

Rıfat KIRCI

Kapanmadan muaf tutulan inşaat sektöründe işçiler bayramda da çalıştı. Pek çok iş güvenliği sorunu ve hak gaspıyla karşı karşıya olan inşaat işçileri, salgına karşı da korumasız bırakıldı. Bayramda da çalışmak zorunda kalan ismini vermek istemeyen bir işçi “Çalışmak bizim için sorun değil. Yeter ki hakkımızı alabilelim” dedi. Konya’da inşaat işçiliği yapan Mert Faik ise inşaatlarda sigortasız çalıştığı için izin belgesi olmadığı gerekçesiyle önce ceza yedi, sonra işten atıldı. Faik “Zaten aylardır işsizim. Borçlar birikti. Çalışmasam olmayacaktı ama sokağa çıkma yasağı nedeniyle ceza yedim. Şimdi nasıl ödeyeceğim” diye konuştu.

SİGORTALI ÇALIŞMAK İSTERİM AMA İŞ YOK

Konya’da sigortasız çalışan Faik 4 ay işsiz kaldığını ve borçlarının biriktiğini söyledi. Faik “Kışın kafelerde, çay bahçelerinde çalışıyorum. Havalar ısınınca ise inşaatlarda çalışıyorum. Bu kış her yer kapalı olduğu için kafelerde iş bulamadım. 4 ayım işsiz geçti. Hacizlik oldum. Havalar ısınınca bir inşaatta iş buldum. Sigortasız. Bu tam kapanma sürecinde işe giderken ceza kestiler. İş yerim cezayı ödemek istemedi. Ben de şikâyet ettim sigortasız olduğum için. Beni işten attılar” dedi.

İki küçük çocuğu olduğunu belirten Faik şunları söyledi: “Artık bunaldım. Hep sigortasız geldi geçti hayatım. Bu nedenle salgında devlet yardımı da alamadım. Sadece 1 defa bin liralık yardım aldım. İkinci yardım başvurum ise yanıtsız kaldı. Salgın döneminde bin liralık yardımla ben ne yapayım. Aylarca işsiz kaldım, bin lira faturaya bile yetmez.”

YURTDIŞINDA İNŞAAT İŞİ BAKIYORUM

Artık borç dahi bulamadığını söyleyen Faik “Bankalara, eşe dosta herkese borçluyum. Hacizlik oldum. Kim bana borç versin artık. Çalışmak isteyince de ceza yiyoruz. Sanki sigorta yapan var da biz çalışmıyoruz. Sigortasız çalışmayı neden isteyeyim ben? Kim sigorta yaptı da ben istemedim. Günlük kaç saat çalışırsam çalışayım aldığım para 110 lira. Artık yurt dışındaki şantiyelere bakmaya başladım. İnşaat işçisi olarak çalışmak için bile yurt dışına bakar hale geldim.”

ÇALIŞMAKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK

İstanbul’da büyük bir müteahhitlik firmasında çalışan ismini vermeyen bir işçi ise “Bizim çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Sadece hakkımızı alabilelim” dedi. İşinin tehlikeye girmesini istemediğini için çalıştığı yeri ve ismini yazmamızı istemeyen işçi “Sendikaya düşmanlar. Konuşan, hakkını arayan işçiye düşmanlar” şeklinde tepkisini dile getirdi.

Bayramda da çalıştığını aktaran işçi çalışma koşullarını şöyle anlattı: “10 senedir bu işi yapıyorum. İş kazaları da atlattım. Bir önceki iş yerimde neredeyse parmaklarımı kaybedecektim. İşçi kendi önlemi almıyor diye bir algı var. İşçilerin çoluğu çocuğu var canları elbette düşünüyorlar. Ama raporlara bir bakıyoruz hep işçi suçlu. Bazen yüksekten düşenler oluyor. Onlara araba çarpmış gibi gösterdikleri dahi oluyor.”

SANKİ COVID YOKMUŞ GİBİ

Asgari ücret karşılığında çalıştığını aktaran işçi “Biz hakkımızı alabilelim yeter” dedi. Haklarının ne olduğunu sorduğumuz ise işçi şu yanıtı verdi: “Bizim artık maaşlar artsın gibi bir talebimiz dahi kalmadı. Asgari ücretimizden bile bir sürü kesinti yapılıyor. Mesaiye kalıyoruz, ay sonunda bir bakıyoruz, mesai ücretimizden içtiğimiz suyun parası dahi kesilmiş. Bunlar olmasın.”

Şantiyelerde koronavirüse karşı önlemlerin yetersiz olduğunu belirten işçi karantina uygulamalarının da oldukça keyfi işlediğini aktardı. İşçi şöyle konuştu: “Hastalığa yakalananlar oluyor, kapatıyorlar odaya. Ama biz aynı işçiyle yemekhanede yemek yiyoruz. Sonra geri gidiyor odasına. Fark eden bir şey yok yani. Böyle olunca temaslılar filan zaten akla bile gelmiyor. Koronavirüs bizim için gündelik bir hal aldı artık. Sanki yokmuş gibi.”

İNŞAATLAR ÖLÜM KAPANI

Salgın sürecinde birçok şantiyede koronavirüs ölümleri gerçekleşti. İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Galataport, Artvin’de Cengiz-Kolin-Limak işbirliğiyle yapılan Yusufeli Barajı şantiyesi gibi büyük şantiyeler gündemden düşmedi.
Geçen sene Nisan ayında Galataport şantiyesinde çalışan genç yaştaki devrimci işçi önderlerinden Dev-Yapı İş Sendikası Avrupa Temsilcisi Hasan Oğuz kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. Hasan Oğuz’a yapılan testte Covid-19 pozitif olduğu ortaya çıktı.

Limak-Kolin-Cengiz işbirliğiyle yapılan Artvin’deki Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralı şantiyesinde geçen Ağustos ayında koronavirüs vakaları çıkması üzerine işçiler şantiyeye kapatılmak istendi. Artvin Valisi Yılmaz Doruk başkanlığında toplanan İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu ise artan vakalar nedeniyle işçilerin şantiye alanından çıkmasını yasaklayan karar aldı. Bu nedenle işten ayrılmak isteyen işçiler kıdem ve ihbar tazminatı haklarını kaybetti. 2 binin üzerinde işçi bulanan şantiyede 1000’den fazla işçi eylem yaptı. Test sonucu pozitif olmayan işçiler eylemleri sonucu hakları alarak şantiyeden ayrılabildi.

Kalyon Holding’in İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Ziraat Kuleleri inşaatında çalışan işçiler geçen ocak ayında yemeklerinde böcek çıkması üzerine sandalyeleri ve masaları dağıttı. Video kayıtlarına yansıyan görüntülerde masaları ve sandalyeleri dağıtan işçilerin “Bundan sonra adalet böyle gelecek” sözleri ise hâlâ hafızalarda.
İstanbul’da yapımı devam etmekte olan AKM şantiyesinde 500 işçinin aynı anda yemek sırasına alınması da tepkilere neden olmuştu. AKM şantiyesindeki işçilerin yemeklerinin kötü olması ve hijyen koşullarının sağlanmaması nedeniyle artan koronavirüs vakaları da gündemde yerini almıştı.