Değişmeyen zihniyet!

Geçen hafta, Türkiye'de bir spor spikeri "Kadınlar futbolda olmamalı. Başkan olsam pembe forma yaptırmam", "Futbol o kadar ataerkil bir oyun ki mesela kadınlara voleybol oynamak çok yakışıyor ama benim şahsi düşüncem kadınlar futbolda olmamalı. Basketbol da mesela erkek oyunu" şeklinde açıklamalar yaptı.

Bu çağdışı açıklamayla ilgili araştırma yaparken, 1929 yılında Akşam gazetesinde yer alan bir karikatür ile karşılaştım. İlk sayfadaki karikatürde bir erkek futbolcu, kendisi ile aynı sahada yer alan kadın futbolcuya "Müsaade ederseniz küçük hanım, bir pas takdim edeyim" diyor, o sırada makyaj yapmakta olan kadın futbolcu ise "Bir dakika bekleyin! Boyanayım da bir şut atarım" karşılığını veriyordu.

İşte bu karikatürün gazetede yayınlanmasının üzerinden neredeyse 100 yıl geçmişken, yapılan açıklama, bazılarının zihniyetinin bir asırda bir arpa yol alamadığını gösterdi.

Oysa bu açıklamanın yapıldığı günlerde, Hollanda'da erkek futbolculardan oluşan Foarut adlı bir takım, 19 yaşındaki Ellen Fokkema isimli kadın futbolcuyla sözleşme imzaladı.

Mart ayında ABD'de kadın futbolcuların Futbol Federasyonu'na karşı açtığı ücret eşitsizliği davasında, mahkemede cinsiyetçi ifadelerle savunma yapan Başkanın istifasının ardından yeni ve ilk kadın başkan olarak Cindy Parlow Cone seçildi.

Suudi Arabistan'da dahi geçtiğimiz yıl sonunda ilk defa kadın futbol ligi kuruldu.

Stadyum ambargosu

Bazı ilklerle henüz yeni karşılaşsak da aslında kadın futbolunun tarihi oldukça eski. FIFA'nın dünya üzerindeki ilk kadın futbolcu olarak kabul ettiği Nettie Honeyball 1895 yılında ilk kadın futbol kulübünü (British Ladies' Football Club) kurdu.

1. Dünya Savaşı zamanı, erkeklerin çoğu cephedeyken kadınların maçlarına ilgi arttı ve bu ilgi savaş sonrası da devam etti. 1920 yılında İngiltere'de dönemin en meşhur iki kadın futbol takımının karşılaştığı maç, 53 bin kişi tarafından izlenmişti. Erkek futbol takımlarının karşılaşmalarında dahi görülmeyen bu rakamın o dönem oluşturduğu rahatsızlık sonucu İngiltere Futbol Federasyonu tarafından kadınların federasyona bağlı stadyumlarda maç yapmaları, "Futbolun kadınlara uygun bir spor olmadığı" iddiasıyla yasaklandı. Yıl 1921'di…

Adeta kadınlara futbol oynayacak bir alan bırakmayan bu yasak o yıllarda kadınların futbol oynamasına engel oluştursa da 1950'li yıllara gelindiğinde futbola gönül veren kadınlar dünyanın her yerinde azımsanmayacak sayılara ulaştı. 1971 yılına gelindiğinde 34 ülkede organize kadın futbol maçları oynanmaktaydı.

Türkiye'de Kadın Futbolu

Kadınların futbol oynayıp oynayamayacağı 1920'li yıllarda tartışılmaya başlansa da Türkiye'de ilk kez sahada yer almaları 1954 yılında oldu ve bu maçla birlikte futbolun kadın güzelliğini bozduğu tartışmaları başladı.

1969'da İtalya Kız Takımı ile Avrupa Karması Kız Takımı arasındaki maç, İstanbul'da gerçekleştirildi. Uluslararası milli takımlar düzeyindeki bu maçın Türkiye'de oynanmasının nedeni Avrupa karmasında yer alan maçta takımının tek golünü atan bir Türk kadın futbolcunun bulunmasıydı ama gazeteler bu maça "kadınların güzelliği" üzerinden dikkat çekmeyi tercih etti.

1971 yılında Haluk Hekimoğlu'nun şahsi çabalarıyla 13 sporcudan oluşan Kınalıada Kız Futbol Takımı (İstanbul Kız Futbol Takımı) kuruldu. 1973'de Dostlukspor adını alan bu takım, Türkiye'nin çeşitli illerinde kurulan kadın futbol takımlarına da öncülük etti.

1985 yılında kadın futbol ligi için çalışmalar başladı ve 1994'te toplam 16 takım bu ligde mücadele etti. 1995'te ilk Türkiye Kadın Milli Takımı Kuruldu. 2000'li yılların başında ara verilen kadın futbolu, 2005 yılından beri aralıksız sürmektedir.

İşte bu meşakkatli süreçte, kadınlar, iyi futbol oynamak için çalışmakla kalmadı, kadınların da futbol oynayabileceklerini kanıtlamak için mücadele etti. Ancak bugün, erkek futbolunun geldiği noktada kadınların futbol oynamasına dil uzatma cüretinin altındaki neden kadın futbolunun adeta sahipsiz bırakılmasıdır. Konuyla özel olarak ilgilenenler Kadın Futbol Kulüpleri Derneği Başkanı Erdem Göktürk'ün "Kadın Futboluna Dair 1-2-3-4" isimli yazı dizisini okuyabilir. Belki o zaman kadınlara bir şeyi yakıştırma/yakıştırmama cüretini bulan spikeri sözde kınayanların aslında futbolda cinsiyetçiliğin esas sebebi olduğunu görebilirsiniz…

Bu noktada şunu da belirtmekte yarar var; Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası belgelerde yer aldığı üzere evrensel insan haklarından kültür, inanç, gelenek vb. sebeplerle kadınlar hiçbir şekilde göz ardı edilemez. Spor alanındaki BM Beden Eğitimi, Fiziksel Aktivite ve Spor Şartı, Olimpik Anlaşma, Avrupa Herkes için Spor Şartı vb. belgelerde ve Avrupa Kadın ve Spor Şartı, Brighton Kadın ve Spor Bildirgesi vb. spor ve toplumsal cinsiyet eşitliği belgelerinde de evrensel eşitlik normları benimsenmiştir. Bu bağlamda, ulusal politikaların spor ortamlarında da kadınların tam katılımını sağlayacak fırsatları sunacak şekilde düzenlenmesi zorunludur.

 

Yazarın Diğer Yazıları