Ah WhatsApp Ah!

A -
A +
 
WhatsApp hayatımıza çok hızlı girdi ve resmen çöreklendi. Bir cep telefonu uygulamasının insanoğluna yaşattıkları, psikoloji ve sosyoloji biliminin sınırlarını zorlayacak kıvama geldi.
Büyük veriyi elinde tutanlar “Hangi ülkeyi daha kolay böleriz?” diye planlar yaparken muhtemelen ülkelerin “WhatsApp Grup Davranışları” istatistiklerine göz atıyorlardır.
Neden mi? Açıklayalım.
            ***
WhatsApp gruplarının gelişimiyle ilgili üç farklı dönemden bahsedilebilir.
1- Muhabbetin gırla gittiği, üyeler arası uyumun zirvede olduğu kuruluş dönemi.
2- Grup üyeleri arasındaki sürtüşmeye bağlı gerilme ve sessizleşme dönemi.
3- Sessizleşme sonrası kopuş ve bölünerek çoğalma dönemi.
İlk dönemde, grubun kurulmasından sonraki 45 saniye içinde gruplara karşı olan protest grup ayrılır. Kalanlar da utanıp çıkamayanlar, biraz takılalım sonra duruma göre bakarızcılar ve halinden memnun olanlar olmak üzere üçe ayrılır.
İlk zamanlar herkes neşelidir ve büyük bir coşku yaşanır. Ancak bir süre sonra sürtüşme başlar. Ve grup üyelerinden en cesur olanının grubu terk etmesiyle ilk isyan ateşi yakılmış olur.
İsyan hareketini başlatan üye ayrıldıktan sonra grupta bu kişinin niçin ayrıldığı tartışılır. Bu tartışmalar sürerken de ana grubun hacmine bağlı olarak bir veya iki tane alt grup oluşur.
Bu alt gruplara, hizip de denilebilir. Çünkü bu kavram sözlükte, “Bir topluluk içinde ayrı bir topluluk teşkil eden küçük grup” olarak tarif edilmektedir.
Oluşan bu alt gruplardan bir tanesi sürtüşmeyi başlatan kişi ve taraftarları, diğeri de bu sürtüşmeden rahatsız olanlardır. Bazen her iki tarafı da eleştiren ve huzur isteyen üyeler bir üçüncü grup oluşturabilirler ama bu nadir görülen bir durumdur.
Bu illegal yapılanmalarla birlikte, ana grup sessizleşir. Herkes yeni grupların kurulduğunun farkındadır ama ne hikmetse kimse bundan söz etmez. Çünkü kurulan alternatif gruplar, faaliyetlerine katı gizlilik kurallarıyla devam ederler.
Bölünmeden sonra alternatif gruplara alınmayan üyeler, canlılığı devam ettirmek için gayret gösterirler. Ancak bir zaman sonra hizipleşmeden ve kendilerinin bu yeni gruplara alınmadığından emin olarak küskünler grubuna dâhil olurlar. Bölünmüş gruptan arta kalan üyelerin sebatla devam ettirmeye çalıştığı ana grupların, üyelerin vefatına kadar açık kalması kuvvetle muhtemeldir.   
Şimdi gelelim alt gruplara…
Yeni kurulan alt grupların üyeleri, sürüden ayrılmış olmanın verdiği hazla bir süre ayrışmanın ve seyrelmenin saadetini yaşarlar. Kendi aralarında “Ne iyi ettik de ayrıldık” şeklinde konuşurlarken, bir yandan da teamül gereği ana grupta seyrek de olsa mesajlaşmalara devam ederler.
Ana grupta “Hayırdır ya, niye kimse bir şey yazmıyor?” diye sitem edenlerin genellikle alt gruplarda yer aldığı ve şüphe çekmemek için bu tür yollara başvurduğu ispatlanmıştır.
Bu arada bazı üyeler bölünme sonrası iki farklı alt gruba eş zamanlı olarak alınır. Ana grupla birlikte toplam üç grupta faaliyete devam eden bu kişiler genelde sosyal, uyumlu ve dengeci insanlardır. Her grupta nabza göre emoji kullanıp herkesi idare ederler.
Bu arada alternatif grupların oluşumunda rol oynayan kimlik yapısının çeşitliliğine bağlı olarak, alt gruplar da bölünebilir.
Ve doğal seçilim yoluyla en rafine gruba ulaşana kadar bu bölünme devam eder.
 
Sonuç
 
Toplumsal yapının mikro bir alana ölçeklendiği bu uygulama, detaylı karakter analizine imkân veren ve çatışma kuramına yeni satırlar ekleyen bir laboratuvara dönüşmüş durumdadır.
Ben işi biraz da magazin boyutuyla ele aldım. Ama inanın sınıf, kimlik, aidiyet veya ortak bilinç gibi kavramların güncel analizi için sosyoloji bilimine mutlaka bir WhatsApp başlığı eklenmelidir.
Bu sayede belki ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda çok hassas olan Türk milletinin, kendi içinde bölünmeye neden bu kadar meyilli olduğu sorusunun cevabı bulunabilir.
Not: Yazıyı yazarken “Gezen Tavuk” isimli bir gruba alınmışım. Organik ürünler satılıyor galiba. Biraz takılayım. Sonra duruma göre bakarım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.