Tarihi 21 Ekim 2020

Adam delirmiş

Türkiye'de bir BAE ajanı yakalandı. Hakkında ilginç detaylar gelmeye devam ediyor. Bu topraklarda önümüzdeki dönemde kimseden emir almayan Türkiye var oldukça, daha çok ajan yakalanmaya devam edecektir.

Türkiye'nin Akdeniz başta olmak üzere birçok küresel sistemde hakkını koruması, çok sayıda ülkeyi delirtiyor. Mesela Fransa ve cücük BAE... İki ülkenin "Türkiye masası" adı altında bir ekip kurduğu ve tam 12 gizli toplantı yaptığı ortaya çıktı. 3'ünün Libya açıklarında bir gemide yapıldığı da kesinleşti.

Türkiye'de istihbarat faaliyetleri yapan Fransız istihbaratçılar da toplantıya katıldı. Öncelikli olarak Türkiye'nin olumlu ilişkiler içinde olduğu Afrika ülkeleriyle arasının açılması kararı alındı. Özellikle borçlu Afrika ülkeleri, Fransa tarafından siyasi baskıya alınacak. BAE de milyarlarca dolar teklif ederek, Türkiye karşıtı olmaları sağlanacak. Önemli bir konu da Akdeniz'di. DEAŞ'a Suriye'de milyonlarca dolar akıtan Fransız şirket Lafarge'ın terör örgütü üzerindeki etkisi kullanılacak. Suriye'de Türkiye'ye operasyon yaptırılacak. Türkiye'nin AB'ye ihracatının engellenmesine çalışılacak. Bizden ürün ithal etmemeyi kabul eden orta ölçekli Avrupa Birliği üyesi ülkelerine, BAE bu malları uygun fiyata ve kredili gönderecek. Daha nice toplantılar yapılıyor. "Durdurulamayan Türkiye" çıldırtması, sayısız kafalarda beyin patlatıyor. Mesela düşünmekten deli olan bir adamı örnek göstereyim size... Adam diyor ki; "Erdoğan yaptıklarını, sadece yapabildiği ve karşılık görmeden kurtulabildiği için yapıyor Türkiye iç politikada ya da bölgesel ticarette herhangi bir bedel ödemiyor."

Adam diyor ki; "Türkiye'nin bu hamleleri hazinesinde önemli bir gider ancak Erdoğan ekonomik kazanımlarla bunun dengeleyecek. Türkiye sadece Libya'yla 18 milyar dolarlık inşaat anlaşması yaptı, petrol ve gaz keşfi için de kendisine bu sayede yeni alanlar buldu."

Adam diyor ki; "Tamamen ticari açıdan bakıldığında, bu atılımlardan elde edilebilecek potansiyel kâr, Yunanistan, Ermenistan ya da Mısır gibi çok da büyük ticaret ortağı olmayan ülkelerle kaçan fırsatlara göre çok daha fazla. Şimdi Türk iş insanları, Riyad-Ankara geriliminin bir sonucu olarak Suudi Arabistan marketinden çıkarılmaktan şikayetçi. Ancak bu rakamlar da çok büyük değiller."

Adam diyor ki; "Türkiye'nin açık ara farkla en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği'nde sürekli buna yönelik altı boş konuşmalar yapılıp Ankara'ya sopa gösteriliyor. Ancak bunun işe yaramadığını artık fark ediyorlar. Sorun şu ki; o sopayı gerçekten uzatmaya istekli değiller.Türkiye Libya ve Suriye'den farklı olarak ilk kez eski Sovyet bölgesinde de müdahil oldu. Buranın Rusya için tarihi, kültürel, stratejik ve ekonomik anlamda çok daha kritik olduğu ifade ediliyor. Erdoğan'a göre Rusya'dan kırmızı bayrak çekilmemesi; yeşil bayrağın varlığını gösteriyor. Moskova'nın suskunluğu, planlarını uygulaması için izin çıktığı anlamına geliyor."

Adam diyor ki; "Bu elbette ki, şeker dağıtır gibi yaptırım dağıtan Trump yönetimi için bir sorun değil. Ancak Trump bugüne kadar Türkiye'ye yaptırım uygulama konusunda çekingen davrandı. Uyguladığında da bir tepki göstergesi olarak kaldı ve hızla geri çekildi. ABD'nin bu çekimser tavrı sebebiyle, en güçlü üyesinden destek almadan NATO'nun da Türkiye karşıtı bir adım atma olasılığı çok düşük. Erdoğan bu sebeple NATO'dan çıkarılmaktan da endişe duymuyor."

Adam finalde çıldırmış bir halde burnundan soluyarak diyor ki; "Sorun çıkarma fırsatı gördükçe ve buna karşı bir yaptırımla ya da bedelle karşılaşmadıkça, Türkiye Cumhurbaşkanı durmayacaktır."

Adam Bloomberg'in köşe yazarı Bobby Ghosh... O da delirmiş, oturmuş, kafa patlatmış, durduralımıyor diye Erdoğan'a saldırmış makalesinde... Nedenlerini de yukarıdaki gibi sıralamış. Adeta yalvarıyor dünyaya... "Fren yaptırın bu Erdoğan'a" diye... Türk asrına girdik. Daha çok çıldıracaklar. Duvarlara kafalarını vuranlarını göreceğiz. Sayısız ajanı bu memlekete göndereni de... Muhalefeti güçlendireceğini ilan eden ABD başkan adaylarını da... Bu delirenlerle işbirliği yapan hainleri de... Normal şeyler bunlar. Adamlar gücün olduğu yere gelir. Gücü kırmak için. Dünyada işleyiş böyle... Ne yani Zimbabwe için mi kafa patlatacaklardı?