26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Trump'tan giderayak savaş çıkaracak hamle: Asıl hedef Biden

Çin, ABD'nin Amerikalı ve Tayvanlı yetkililer arasındaki görüşmelere getirilen kısıtlamaları kaldırma kararına sert tepkilere yol açtı. Uzmanlar tarafından ise 'Trump'ın Biden'a zor siyasi kararları bırakma hamlesi' olarak yorumlandı. Çin Komünist Partisinin resmi yayın organlarından Global Times gazetesi de ABD ve Tayvan'ın Çin'e karşı aşırı tepki göstermeye cüret etmesi durumunda 'bir savaşın kıvılcımlanacağı' uyarısında bulunmuştu.

AA18 Ocak 2021 Pazartesi 11:51 - Güncelleme:
Trump'tan giderayak savaş çıkaracak hamle: Asıl hedef Biden

Londra Soas Üniversitesi Çin Enstitüsü Direktörü Prof. Steve Tsang ve Tayvan Tamkang Üniversitesi Uluslararası ilişkiler ve Stratejik Çalışmalar Uzmanı Li Dacong, Pompeo'nun 10 Ocak’ta Tayvan ile ilişkilerde tüm kısıtlamaları kaldırdıklarına yönelik açıklamasını AA muhabirine değerlendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, 8 Kasım 2016’da başkanlığa seçilmesinden ardından 3 Aralık 2016’da Tayvan lideri Tsai Ing-wen'ı telefonla arayarak görüştü. Trump, bu hareketiyle 38 yıl sonra Tayvan’ı arayan ilk ABD başkanı olurken, Pekin yönetimi o görüşme için "Bu, sadece Tayvan tarafının hileli bir oyunu." yorumunu yaptı.

Aradan geçen 4 yılda ABD savaş gemileri Tayvan Boğazı'nda sıklıkla boy gösterirken, Çin de ABD'nin bu hamlelerine kendi savaş gemilerini, uçak gemilerini bölgeye sevk ederek, tatbikatlar düzenleyerek karşılık verdi.

Tayvan Boğazı Çin-ABD'nin güç gösterme yarışına sahne olurken, siyasi alanda ise Trump yönetimi geçen sene somut adımlar attı.

ABD tarafının adımları Tayvan'a yönelik üst düzey temaslar olarak öne çıktı. ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı Alex Azar Ağustos 2020'de, Dışişleri Müsteşarı Keith Krach ise Eylül 2020'de Tayvan'ı ziyaret etti. Bu temaslar ABD'nin 1979'da resmi temaslarını kestiği Tayvan'a düzenlediği en üst düzey ziyaretler oldu.

Çin'in "Tayvan'daki bağımsızlık yanlılarına yanlış sinyal gönderilmesi" gerekçesiyle karşı çıktığı ziyaretleri, Pompeo'nun açıklaması izledi. Kısıtlamaların kaldırılması ABD-Tayvan hattında 1979'da kesilen ilişkilerin tekrar canlandırılabileceği ihtimalini akıllara getirirken, bu adım Pekin cenahında sert tepkilere yol açtı, uzmanlar tarafından ise "Trump'ın Biden'a zor siyasi kararları bırakma hamlesi" olarak yorumlandı.

- "POMPEO’NUN ADIMI MAKUL, ZAMANLAMASI KORKUNÇ"

Londra Soas Üniversitesinden "Şi Cinping'in Döneminde Çin" kitabının yazarı Tsang, kısıtlamanın kaldırılmasına ilişkin "Pompeo’nun Tayvan konusundaki talimatları makul ancak zamanlaması korkunç." değerlendirmesinde bulundu.

Tayvan'ın demokrasiyle yönetildiğini ve bu şekilde muamele görmesi gerektiğini belirten Tsang, ABD yetkililerin Tayvanlı yetkililerle ilişkilerini yürütme konusundaki bir şekilde var olan kısıtlamaların, Tayvan’ın Çin’in üzerinde hak iddia eden bir diktatörlük olduğu farklı bir dönemin mirası olduğunu belirtti.

Tsang, Pompeo’nun talimatının ABD’nin müesses siyasi nizamıyla uyumlu olduğunu belirterek, kararı Trump yönetiminin sona ermesinden 10 gün önce duyurmanın Tayvan’a karşı adil olmamak veya Pekin hükümetine karşı sağlam durmakla ilgisi olmadığını belirtti.

Tsang, şunları kaydetti:

"Bu adım, göreve gelen Biden'ın elini kolunu bağlamak, hem Tayvan hem de Çin'e yönelik politikalarına karar vermesini çok daha zor hale getirmek fikrini ortaya koyuyor."

Bu tür kararların ABD’nin yönetim tarzıyla uyuşmadığını belirten Tsang, "Ancak burada Trump yönetiminden bahsediyoruz. Özetle, ben, bunu, Taypey ve Pekin’den ziyade Biden'a karşı yönlendirilmiş bir hareket olarak görüyorum." ifadesini kullandı.

- KARAR, BİDEN'IN DEĞERLENDİRMESİNE BAĞLI

Tamkang Üniversitesinden Uzman Li de ABD’nin Tayvan’a yönelik kısıtlamaları kaldırmasının temel çerçevede Tayvan-ABD ilişkileri için olumlu gelişme olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Asıl mesele bu kararın 20 Ocak’ta iş başına gelecek Biden’ın döneminde devam etmesini ummaktır. Ancak bu, gelecekteki Biden yönetiminin kapsamlı değerlendirmesine bağlı."

Tayvan-ABD ilişkilerinde yetkililer arası temasların çok önemli olduğunu belirten Li, "Tayvan’a göre pragmatiklik, kurumsallık, karşılıklılık ve sürdürülebilirlik gibi ilkeler desteklenmeli. Bu, Tayvan’ın en önemli çıkarlarıyla uyumlu olan gerçek hayati noktadır." ifadelerine yer verdi.

- ÇİN, ABD’Yİ KINADI

Trump’ın başkanlıktan giderayak yaptığı bu hamle, Pekin yönetimi tarafından tepkiyle karşılandı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, 11 Ocak’ta yaptığı açıklamada Pompeo’nun ilgili adımını kınadıklarını bildirdi.

Pompeo’ya, Çin-ABD diplomatik ilişkilerinin, 1978’de Pekin hükümetinin Çin’in dünyada tek temsilcisini olduğunun Washington tarafından kabul edilmesi şartıyla kurulduğunu hatırlatan Cao, "hiçbir gücün Çin’in Tayvan ile birleşmesini engellemesine izin vermeyeceklerini" belirtti.

Cao, "ABD’ye, Tayvan konusunda daha ileri gitmesi durumunda şiddetle cezalandırılacağı" uyarısında bulundu.

- ÇİN BASININDAN ABD VE TAYVAN’A SAVAŞ UYARISI

Çin basınından Şinhua, kısıtlamanın kaldırılması kararına yönelik yayımladığı bir yorum yazısında, Pompeo’yu "ABD’nin en kötü Dışişleri Bakanı" şeklinde niteleyerek "Pompeo’nun zarar görmüş Çin-ABD ilişkilerini siyasi mirası olarak bırakmayı arzuladığını" ileri sürdü.

Çin Komünist Partisinin resmi yayın organlarından Global Times gazetesi de ABD ve Tayvan’ın Çin’e karşı aşırı tepki göstermeye cüret etmesi durumunda "bir savaşın kıvılcımlanacağı" uyarısında bulundu.

- ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI

Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zıdong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971 yılına kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.