Katil virüsten korunmak için sürekli “Evde kal” çağrıları yapılıyor.

Evde kalmak tabii ki önemli bir tedbir... Fakat...

Hayatın zorunlu ihtiyaçları da var. Yemek, içmek gibi... Bu da bedava olmuyor!

Çalışıp ekmek parası kazanacaksın, oturup yiyeceksin!

Bu devirde parası olmayana selam bile vermiyorlar!

TIR şoförü yurttaş Malik Yılmaz, çaresizliğini anlatmak için sosyal medyada 30 saniyelik video yayınlayınca başı derde girdi...

Yakalanıp apar topar savcılığa götürüldü, ifadesi alındı, sonra “adli denetim” şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuksuz yargılanacak.

Suçu derdini anlatmak!

“Derdini söylemeyen derman bulamaz!” denir ama Malik Yılmaz derdini söylediği için başına yeni bir dert daha açıldı!

★★★

“Benim gibi işçi olup çalışmak zorunda olanların sesini duyurmak istedim” diyen Malik Yılmaz, videoda şunları söylemişti:

“Evde kal Türkiye! Nasıl kalalım baba?

Emekli, memur, zengin değilim. İşçiyim. TIR şoförüyüm.

Çalışmazsam ekmek yok!

Elektriğimi, suyumu, kiramı ödeyemem! Bunları ödememek ölmekten beter zaten.

Ha senin lâfınla evde kalarak açlıktan ölmüşüz, ya da virüsten... Bu virüs beni öldürmez ama senin düzenin öldürür.

★★★

Bu cümlelerde, yoksulluk ve acı bir çaresizlik var ama suç var mı?

“Evde kal kanunu” vardı da Malik bunu mu ihlal etti?

Böyle bir kanun çıkartılmış mıydı? Çıkartılmadıysa hangi kanuna muhalefetten yargılanacak?

Derdini anlatıp düzeni eleştirdiği için vatandaşını tutup yaka paça savcılığa götüren başka bir demokratik ülke var mıdır acaba?

Böyle kovmak olmaz ki!


Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’ın görevden alınış şekli “Tek Adam Rejimi”nin tipik bir örneği!

Herkesin kaderi bir kişinin iki dudağı arasındadır.

“Kovdum” dediği vakit önünde hiçbir güç duramaz!

Koskoca Bakanlar bile bir gecede yok olurlar! Hiçbir “kıymeti harbiyeleri” kalmaz!

Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’a istifa hakkı bile tanınmadan ansızın kapı dışına konuldu!

Hiç değilse istifası istenseydi, değil mi? Görevden alınışı bu kadar aşağılayıcı olmamalıydı!

Bakanı savunuyor değilim. Başarılı olduğunu da söyleyemem. “Görevden haklı mı alındı, haksız mı?” Konumuz bu da değil!

Ben sadece Bakan’ın görevden alınış şeklinin şık olmadığını, siyasi teamüllere ve politik inceliğe aykırı olduğunu düşünüyorum.

Gerçek demokrasilerde böyle bir şey olamaz. Görevden almanın da usulü, kuralı vardır.

Görevden atılan kişinin başvuracağı Danıştay vardır. Yargıya başvurup orada hakkını arar.

★★★

Peki şimdi, görevinden kovulan Cahit Bey, Danıştay’a gider mi?

Gitmez! Gitse ne olur ki? Hiçbir şey olmaz!

Adil sonuç almak için yargının bağımsız olması gerekir. Bizde ise yargının bağımsız olup olmadığı yıllardır tartışılıyor!

Diyelim ki Bakan Cahit Turhan, Danıştay’a başvurdu ve Danıştay da onu görevine iade etme kararı verdi. Bu karar uygulanır mı? Bakan Bey tekrar görevine başlar mı?

“Başlar” derseniz çok gülerim vallahi!

TEBESSÜM

“Maskeler yanıltmasın!”


Bir kadının hatıra defterinden:

“Bize ‘Aç kalsan da evde kal!’ diyorlar. Nasıl kalacağız, nasıl yaşayacağız? Ekmek elden, su gölden gelir mi? Bu nedenle eşimle birlikte virüsten korunma maskelerimizi takıp markete gittik, alışveriş yaptık.

Marketten dönüp eve girince eşimle maskelerimizi çıkarttık. Aaa! Bir de baktım, benim kocam değil! Lütfen dikkatli olun!”

GÜNÜN SÖZÜ


Umut, insan doğasının oksijenidir. Biz de iyi günler gelecek ümidiyle yaşıyoruz!