Korkutamadı, sindiremedi. Orduyu sokağa, göstericilerin karşısına dikti, dipçik gösterdi.

Tutturamadı.

Neler oluyor?

İyi bak!

Orada gazeteler hemen Başkan Trump’ın megafonu, mikrofonu, yandaşı, yalakası olma pozisyonu almadılar. Gösteri yapmak için sokaklara inmişleri “Vatan hainleri- Satılmışlar- Amerika’nın düşmanlarıyla iş birliği yapanlar- Kutsal kitabımız İncil’e hakaret edenler- Dine dil uzatanlar- Kilise yakanlar” diye suçlamadı. Evet, orada gazetelerin yazarları, gösteri sırasında işi şiddete döküp yakan, yıkan, mağaza yağmalayanları kınadılar. Evet onları onaylamadılar, ama “ABD’nin başkanını barışçı yoldan protesto edenleri” ise anladıklarını yazdılar.

★★★

Tüm dikkatini topla.

Olanı biteni kaçırma.

Beklenenin tersi oldu.

Gazeteler, yazarlar, kilise mensubu din adamları, valiler, kentlerin polis şefleri, iş adamları, şirket sahipleri, banka genel müdürleri, ordunun generalleri, senatörler, kongre üyeleri “sokağa inenleri değil” bizzat Başkan Trump’ın zehirli dilini, bölücülüğünü, ülkeyi kamplaştırmasını eleştirdiler, kınadılar, suçladılar.

İdrakini de topla!

Gör, neler oldu:

Bir polis komiseri, Trump’a seslenip “Sokağa dökülmüş öfkeyi yatıştırıcı bir cümle söylemeyeceksen çeneni kapat” diye bağırdı. Trump’ın göreve çağırdığı Ulusal Muhafızlar, duvara yaslayıp kol bükmek yerine göstericilerle dayanışma için diz çökme pozisyonu alıp sakin olma ve sağduyu eli uzattılar.

Ne sahneler yaşandı!

Sen de ibret al!

Göstericiler içinde şiddete eğilimler bir gün önce bir kiliseyi de ateşe vermişlerdi. Kurnaz, fırsatçı Başkan Trump, bunu düşmanlaştırmaya çevirmek için elinde bir İncil kiliseye koşup fotoğraf çektirdi.

Fakat ne oldu?

Kilisenin Başpiskoposu Michael Curry, Trump’a dönüp “Kiliseyi siyasi amaçların için kullanma” diye seslendi. Katolik Kilisesi Başpiskoposu Wilton Gregory de “Dinimizi istismar etme” diye Trump’ı eşekten düşmüş karpuza çevirdi. Amerikan sinema ve gösteri dünyasının ünlülerinden çok sayıda isim de göstericilerin barışçıl protestolarına destek vermek için birlikte yürüdüler. Değeri 183 ülkenin milli gelirinden daha yüksek olan Apple’ın yöneticisi, gösteriler ABD’yi sarınca çalışanlarına bir mesaj yayınlayıp “hedefimiz eşitlik ve adalet olmalıdır” dedi.

★★★

Gazeteler alet olmadı.

TV’ler tekel kurmadı.

Borazan kesilmediler.

Tersine!

Şunları yazıp, söylediler:

Başkan Trump!

Zarar verici sensin.

Kötülük yapıcı sensin.

İstismar edici sensin.

Yalancı olan sensin.

Bölücülük yapan sensin.

Türkiye’deki gazeteci, din adamı, vali, kaymakam, profesör, iş adamı, ordu komutanı, general ibret al: Demokrasi bir ağaca benzer. Seçilmiş yöneticiler bu ağacın dallarıdır. Oy versin vermesin, desteklesin, karşı çıksın bütün insanlar (vatandaşlar) bu ağacın gövde ve kökleridir.