Sevgili okurlarım burası Türkiye!.. Burada her şey olur...

Olmaz olmaz demeyin, Türkiye’de olmaz olmaz!

Hiç aklınıza gelir miydi Recep Bey’in günün birinde ekranlara çıkıp korona için bağış kampanyası açacağı...

Evet, sonunda bunu da yaptı.

Bütün dünya bu bela ile boğuşurken, halkına nasıl yardım edeceğini düşünür ve ciddi önlemler alırken, bizimki yardım (bağış) kampanyası başlattı.

Pamuk eller cebe, bastırın paraları diyor...

★★★

Bunu yaparken birkaç amacı var...

-İlk aşamada kendi yedi aylık maaşını bağışladığını ilan ederek siyasi şov yapmak.

-İkincisi, istediğimiz parayı bastırmayan bizden değildir, sonucuna katlanır mesajı vermek.

Toplanacak paraların nereye harcanacağı belli değil.

Hastalara mı, hastanelere mi, ölenlerin yakınlarına mı, zor durumda kalan esnaf ve iş insanlarına mı, çiftçiye mi, emekliye mi, işsizlere mi...

★★★

Bir bağış kampanyası başlatmak hele de cumhurbaşkanı için, ciddi sorumluluk gerektirir.

Önce çıkıp açıklarsın toplanan paranın hangi amaçla harcanacağını.

İkincisi, pamuk elleri cebe atacak olanlar üzerinde hangi nedenle olursa olsun baskı yaratılmasına, işin içine particilik sokulmasına göz yummazsın.

Şimdi şu hale bakınız...

Yeni seçilen Yargıtay Başkanı bile yargı camiasına genelge yayınlayıp kampanyaya katılmalarını istiyor.

Okullara gelen emirnamelerde aynı şey isteniyor.

Valilikler, AKP’li belediyeler aynı şeyi yapıyor.

Sıkıysa verme!

İş adamları sırada...

Büyük para içinde yüzen bazı yandaş sivil toplum kuruluşları zaten o sıranın başında...

★★★

Yandaş gazeteler bu kampanya konusunda dün bayram (!) ilan etmişlerdi.

Dünkü gazetelerin manşetlerinden birkaç örnek vereyim de gerçeği görün.

-Türkiye biz bize yeteriz sloganıyla kilitlendi. Kampanyaya yardım yağdı. Siyasetçiler, kamu ve özel sektör çalışanları, iş ve sanat dünyası ve on binlerce vatandaş bağışta bulundu. (Yeni Şafak.)

-Kampanya çığ gibi büyüdü. Türkiye tek yürek. Kampanya Türk Milletinden büyük destek ve ilgi gördü. (Türkgün.)

-Destansı dayanışma. 7’den 70’e muhteşem dayanışma. (Sabah.)

-İşte Türkiye. Babamı şehit verdim, ekmeği mi bölüşmeyeceğim. (Akşam.)

-Evde vakti boşa harcamayalım. Karantina tefekkür için büyük fırsat. Bolca vaktimiz olan bu süreçte kitap okuyabiliriz, Kuran okumayı öğrenebiliriz.” (Akit.)

-Topyekûn dayanışma. Erdoğan’ın başlattığı kampanyaya herkes sahip çıktı. (Türkiye.)

-Bağış yağıyor. Halka halka yayılıyor. Büyük destek var. (Hürriyet.)

-Biz bize yeteriz Türkiyem. Kampanya çığı gibi büyüyor. (Milliyet.)

★★★

Sevgili okurlarım, bunun adı devlet baskısıyla para toplamaktır...

Örneğin sen TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) gibi bir kuruluşsun...

Bankalarda ki hesaplarında iş insanlarından topladığın trilyonlar var.

Üstelik başındaki kişi iktidarın adamı...

Parayı ister istemez bastırmaya eli mahkûmdur.

Böyle bir sürü yandaş kuruluş var.

ATO, İTO, sendikalar, çeşitli sivil toplum kuruluşları, AKP’li belediyeler...

★★★

Ve magazin kesimi...

Bazılarının amacı iktidar desteği sayesinde dizilerde rol kapmak...

Konserlere çıkmak...

TRT’de program yapmak...

AKP iktidarına ve Recep Bey’e hoş görünmek.

Bunlar da kampanya için paraları bastırıyor!

★★★

Şimdi aynı yaygarayı birkaç gün boyunca yandaş televizyon kanallarında ve internet sitelerinde izleyeceğiz.

Buna bazı futbol kulüpleri, başkan ve yöneticileri dahil!

Hepsi paraları bastırıp kendi reklamlarını yapacak.

★★★

Peki sonuçta ne olacak?

Toplanan paralar nereye harcanacak?

Bunları bilmiyoruz ama bundan önce düzenlenen kampanyaların çoğunda, paraların cukkalandığını biliyoruz.

Korona salgını insanlık alemini mahvetti.

Dünyanın her tarafında devletler, halkına yardım etmek için para dağıtırken bizde tam tersi oldu...

Devlet, vatandaşlarından para istemeye başladı.

Vay anasını sayın seyirciler!