“İki gündür yazıyorum... Türkiye, Suriye’de, silahla yok ettiği terör koridorunu masada kaybedebilir! ABD, PKK ve Barzani üçgeninde toplantılar sürerken, iç politikaya mahkum olmuş bir hava var! Peki Türkiye ne yapmalı?” Dün yazımı böyle bitirmiştim...

Türkiye’nin, Suriye’de hangi politikaları izlemesi gerektiğine dair bazı tespitlerimi bugün yazmayı düşünürken, “Bu kadar da olmaz” dedirten bir yazı okudum... Mart ayından bu yana yaşanan ‘darbe’ tartışmalarını da dün okuduğum yazıyla birleştirince...

Bugün sizlerle aynı aktörler üzerinden başlatılmak istenen “Ergenekon darbeye hazırlanıyor” filminin perde arkasını ve bir yalanı anlatacağım.

Hazır mısınız?

“Biz bu filmi görmüştük” diyebilirsiniz...

Demeyin!

Mehmet Akif’in dizeleriyle uyarı


Tarih 30 Mayıs 2020...

Gazeteci Murat Yetkin kendisine ait haber sitesi “yetkinreport.com”da “Endişe verici gelişmeler: İkinci Ergenekon süreci mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı...

Yetkin dedi ki: “...Gelişmeler adeta yeni bir sürecin başladığı kuşkusuna yol açıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı her gün çıkıp kendisini devirme amaçlı bir darbe ihtimalinden söz ediyor, vatandaşları uyanık olmaya çağırıyorsa, göz ardı etmek mümkün değil. Ama böyle bir tehlike, işin propaganda boyutunun ötesinde gerçekten varsa bile, Erdoğan yine yanlış yere bakıyor. Erdoğan 2007-2012 sürecinde (dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan sorgulanmak istenene kadar) darbeyi ordu içindeki Kemalistler’den bekliyordu. Darbe girişimi, Ergenekon sürecinde ordu (ve devlet içinde) Kemalistleri hedef göstererek yükselen Fethullahçılar’dan geldi. Erdoğan bu defa da darbeci olmakla CHP’yi suçluyor gibi görünüyor.”

Murat Yetkin


Siz bu cümlelerden ne anladınız? Birilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yine ‘yanlış yöne baktırdığını’ söylemiyor mu Yetkin!

Yazıdan bir bölüm daha aktaralım: “...Türkiye’de basın özgürlüğünün Cumhurbaşkanının konuşmalarını her koşulda baştan sona yayınlamak özgürlüğü sayıldığı günlerden geçiyoruz. Hatırlayacaksınız, Ergenekon sürecinde de ‘iltifata mahzar’ medya organları parlamıştı bir anda. Taraf gazetesi aklıma geliyor ilk anda. Ya da AK Partililerin çıkmak için can attığı Samanyolu televizyonu. Ve yine aklıma Mehmet Akif’in dizeleri geliyor: Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?...

Peki bu cümlelerden ne anladınız? Çok açık değil mi? Murat Yetkin uyarıyor ve yeni bir Ergenekon süreci başlatmak isteyenlerin olduğuna dikkat çekiyor...

Yetkin şu tespiti de yapıyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan hâlâ 2013 Gezi protestolarını 2016’daki askeri darbe girişimi sürecinin başlangıcı ve provası olarak görmek istiyor. O sürecin, 2007’de, henüz ‘kandırıldığını anlamadığı’ Ergenekon süreciyle başladığını görmek istemiyor.” 

Eski istihbaratçı harekete geçti


Murat Yetkin’in bu yazısından sonra ismini anmadan yazacağım eski bir polis istihbaratçısı ve Ergenekon kumpasında Fetullah’la iş birliği yapmış ‘köşe yazarı’ demiş ki: “İkinci bir Ergenekon darbesi mi geliyor? Bu iddia gazeteci-yazar Murat Yetkin’e ait. Üstelik 30 Mayıs’ta kaleme almış... Yargıtay’ın Ergenekon yoktur kararı 22 iddianameden oluşan davada suçsuzların yanında suçluların da aklanmasına yol açmıştı. Bu durum devletin üst yetkilileri olmak üzere kamu vicdanını tatmin etmemiş, bu karar eleştiri bombardımanına tutulmuştu. Burada sorulması gereken en önemli soru hangi Ergenekon’u kastettiğimiz olmalı diye düşünüyorum. Bir tarafta NATO’nun gölge ordularının Türkiye versiyonu olan eski Ergenekon’u mu, diğer tarafta FETÖ kumpası için oluşturulan yeni Ergenekon’u mu?”

Kafaları nasıl karıştırıyor değil mi ‘köşe yazarı istihbaratçı’... Kendisi, Gladio’nun Türkiye’deki ayağı Fetullah’la 2007’lerde nasıl ortak hareket ettiğini unutmuşa benziyor! Örneğin… 22 Eylül 2008’de, Kanaltürk’te, “PKK’yı Ergenekon kurdu” diyen de bu istihbaratçı, kitaplar yazan da...

Şimdi… Murat Yetkin’in yazısını bu kadar çarpıtan bir kişinin amacının ne olduğu önemli!

Çünkü... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yanlış yere bakmasına’ neden olanlar geçen mart ayından bu yana hedeflerine ‘Kemalistleri’, CHP’yi ve 15 Temmuz’a direnen subayları koydu!