Elif Demirtaş Bilir Karantina süreci bizi delirtir mi?
HABERİ PAYLAŞ

Karantina süreci bizi delirtir mi?

Malum corona virüs bizi evlerimize hapsetti. Sosyal medyadan da takip ettiğim üzere herkes bir şekilde durumun üstesinden geliyor. En azından henüz kimse evde olduğu için kafayı yemedi. Ben de şikayetçi değilim şimdilik evde olmaktan ama...

İstediğim zaman dışarı çıkamayacağımı bilmek biraz boğuyor, kabul ediyorum. Geçici olduğunu düşünüp üstesinden geliyorum. Zaten dışarı çıkmak evde olmaktan daha tehlikeli. Neden mi? Dışarı çıkıp eve geldiğimde anksiyetem tavan yapıyor çünkü.

Dışarı çıkıyorum derken gezmeye gitmiyorum tabii, market alışverişlerine gitmekten bahsediyorum, o da 4-5 günde bir oluyor ama yetiyor. Ev ihtiyacı bitmiyor, üzerine bir de çocuk olunca, onun da istekleri ekleniyor ve mecburen maskemizi ve eldivenimizi takıp düşüyoruz market yollarına. Sütü bitiyor, bir gün çilek diye tutturuyor, ertesi gün elma...

Haberin Devamı

Marketten eve dönüş tam delirmelik!

Karantina süreci bizi delirtir mi

Alışverişimi yapıp eve geldiğimde müthiş panik yapıyorum. Zaten direkt eldiven ve maske çöpe atılıyor, ayakkabılarımız kapıda bırakılıyor. Sonra nefes almadan banyoya gidip tepeden tırnağa kendimizi dezenfekte ediyoruz ama içimde hep bir şüphe kalıyor. Sonrası dehşet zaten!

Direkt balkona attığımız malzemelerin yıkanabilecek olanlarını hemen yıkıyorum. Paketli paketsiz bütün malzemeleri sudan geçiriyorum, zararlı olmayacağını bilsem her şeyi deterjanla yıkarım. “Yıkasam mı acaba!” diye düşünürken içimdeki ses “Yok canım, Elif delirme” diye uyarıyor beni. Sıcak suyla yıkamaktan ellerim yanıyor sudan. Mesela geçen gün oğlum için aldığım çikolatayı fazla sıcak suyla yıkamış olacağım ki paketin içindeki çikolata erimişti. Derin dondurucuda biraz soğutup verdim ama oğlum sırf şekli bozulduğu için “Anne bu kötü olmuş ben bunun yemem” dedi 🤦🏼♀️

Karantina süreci bizi delirtir mi

İlk günler tost ekmeği aldım, yıkarken ıslandı ekmekler. Baktım ki Instagram ekmek fırınına dönmüş, ben de kendi ekmeğimi kendim yapmaya başladım. Ekmek yıkamaktan kurtuldum böylece. Çok başarılı olduğum söylenemez ama birkaç denemeden sonra daha iyi olacak diye umut ediyorum.

He bir de sürekli çamaşır yıkamaktan helak oldum. Yıka, as, topla... Bir yandan yıkıyorum, diğer yandan sepet doluyor. Ütü olayını hiç konuşmayalım zaten. Ben öyle çok titizlenen bir kadın değilimdir ama şartlar değişince insan da değişiyor işte.

Haberin Devamı

Şu 15 günde evlendiğimden beri yapmadığım kadar temizlik yaptım. Her gün ev süpür, sil. Yetmedi bütün evi buhar makinesiyle dolaş. Ellerim, yıkamaktan kabuk bağladı resmen. Şikayetçi miyim peki? Hayır tabii ki. Çünkü evden çıkmak evde kalmaktan daha çok delirtiyor beni. Bazen çamaşır makinesine “Neden ütü yapmıyorsun sanki” diye söylendiğim oluyor ama neyse ki evdeki eşyalarla konuşmak korkulacak bir durum değilmiş. Onlar bize cevap vermeye başlarsa o zaman bir uzman desteği almak gerekirmiş. Sonra etrafımdaki insanlardan benzer şeyler duyunca rahatlıyorum, “Tamam, sakin ol akıl sağlığın yerindeymiş” diyorum kendime.

Hayatı eve sığdırdım da; gücüm olsa keşke marketi de eve sığdırsam, alışveriş için dışarı çıkmak zorunda kalmasam. Keşke!

Tedbirler işe yaradı

Karantina süreci bizi delirtir mi

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara bir açıklama yaptı biliyorsunuz.

Haberin Devamı

Sonn bir hafta içindeki vaka sayılarında fazla artış olmamasının sevindirici olduğunu, bu rakamları 3-4 gün daha izlemek gerektiğini belirtti. Bakanlığın tamamen şeffaf olarak yayınladığı verilerin böyle seyretmesi durumunda hastalığın Türkiye'de çok fazla pik yapmadan inişe geçebileceğini belirten Kara, "Eğer eğilim böyle devam ederse, alınan tedbirlerin işe yaradığını göreceğiz" dedi.

Lütfen burayı dikkatle okuyun!

Karantina süreci bizi delirtir mi

Prof. Kara "Önümüzdeki son 4-5 gün bizim için çok önemli. Yapılan testler sonrası pozitif hasta vakalarımızın sayısını 23-30 Mart tarihleri arasındaki bantta tutabilmeyi başarırsak, işte bizim için umut veren haber bu olur” diyerek yüreklerimize su serpti.

Diyeceğim şudur ki; “Evde canım sıkıldı, 10 dakika yürüyeyim”, yok efendim “Evde otur otur darlandım şöyle sahile gidip bir deniz havası alayım” demeyin. Oturun oturduğunuz yerde de sevindiren gelişmeleri hep birlikte okuyalım izleyelim.

Hayat eve sığmıyorsa, sıkıştırın sığdırın. Hayat sizin ama bu dünya hepimizin. Kimsenin yaşam hakkını elinden almaya hakkınız yok! Biz evden çalışıp kucağımızda çocuğumuzla haber yazarken delirmiyorsak siz de boylu boyunca uzanıp televizyon izlemekten delirmezsiniz.

Sağlıklı günler.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder