Sırada yazmayı planladığım ne kadar çok konu var; ama hepsini erteliyorum… Neden?
Nedeni, Dr. Mete Firidin arkadaşımızın “Kâbe, Göbeklitepe, Stonehenge…” başlıklı en son araştırmasında yazdıkları; daha doğrusu onun yıllardır sürdürmekte olduğu Kur’an merkezli çalışmalarının sonuncusu olarak, ilgili ayetleri de hatırlatarak, “Kâbe ve Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz Muhammed” ile ilgili yazdıkları…
Kendisinin buna benzer onlarca değil yüzlerce araştırma ve çalışması var; halen de çalışmaya devam ediyor… Sözü uzatmadan yazılanlara geçelim…
Dünya’da birçok yerde çok eski tarihlerde yapılmış, dini ritüellerin uygulandığını bildiğimiz arkeolojik alanlar vardır. Bunların bilinen en eskisi Göbeklitepe’dir. Diğer bir meşhuru ise Stonehenge’dir. Oysa dünyanın başka yerlerinde bunlara benzer birçok yapı daha vardır. Nedir bu durumun aslı? Farklı kültürlerdeki insanlar sürekli neden benzer yapılar inşa edip yılın belli dönemlerinde buralarda toplanmışlardır?
Bazı ayetleri düşündüğümüzde bu durumu kavrayabiliriz.
Örnek: Bakara Suresi 128. Ayet: “Ve İbrahim ve İsmail o evden o temeli yükseltirken, “Rabbimiz bizden kabul et ve kesinlikle sensin, sen o işitip algılayansın, o bilensin.”
Bu ayette “o evden o temeli yükseltirken” denmektedir. Ve fakat Kur’an’da çok kez kullanıldığı halde “inşa veya bina etmek” kelimeleri kullanılmamaktadır. Üstelik “o evin temelini” denmeden “o evden o temeli yükseltirken” denmektedir. Acaba Hz. İbrahim ve Hz. İsmail daha önce var olan bir temelden mi inşaya başlamışlardır ve o temelden yükseltmeye başlamışlardır? Sanırım evet. Ama bu temel ne zamandan kalmış bir temeldir ve ilk kez kimin tarafından inşa edilmiştir?
Âli İmran Suresi 97. Ayet: “Kesinlikle o insanlar için en öncül (olarak) ortaya konulan ev âlemler için potansiyel ve yol gösterici olan Bekke’dekidir. (Çok ağlama vadisindekidir)”
Bekke Vadisi, Mekke şehri içinde bulunan, Kâbe’yi de içeren vadidir. Ayette en “öncül ev” denmektedir. Bu durumda en eski ev olmalıdır! Ayette “âlemler için” denmektedir. “Âlem” kelimesi farklı kültür için kullanılır. Başka bir deyişle kendine özgü uygarlıklar için kullanılır. Bu durumda bu ev diğer antik kültürlere potansiyel ve yol gösterici olmuş olmalıdır ki nedir bu potansiyel ve yol gösterme?
Maide Suresi 98. Ayet: “Allah Kâbe’yi, o kısıtlamalı evi ve o kısıtlamalı ayı ve o kurbanı ve o hediyelikleri o insanların ayakta kalması için kıldı. İşte o, Allah’ın o göklerdeki ve o yeryüzündekileri bildiğini bilmeniz içindir. Ve de kesinlikle Allah her şeyi bilendir.”
Burada ise “Allah Kâbe’yi, o kısıtlamalı o evi ve o kısıtlamalı o ayı ve o kurbanı ve o hediyelikleri o insanların ayakta kalması için kıldı.” denmektedir ki; bu yapı ve alan o insanlığın ayakta kalması için fonksiyon görmüş ve görmektedir anlamı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da Hazreti İbrahim ve onun soyundan olanların burada hayatlarını sürdürebilmelerinin sağladığı anlaşılmaktadır.
Peki, ilk yapıldığı dönemdeki yararı nedir? Göbeklitepe ve Stonehenge gibi yapılar yılın belli dönemlerinde insanların toplandığı ve kültürel, bilgisel ve teknolojik alışverişin yapıldığı, soyut düşüncenin, haliyle ahlak kavramının geliştiği merkezler olmuşlardır. Bu gibi merkezler dünyada binlerce yıldır ve birçok yerde mevcuttur.
Anlayabildiğim şudur ki; Göbeklitepe ve Stonehenge gibi yapıların ilk örneği Kâbe ve Mescid-i Haram’dır. Bu prototip yapı ilk kez Hz. Âdem tarafından inşa edilmiş ve fakat zamanla unutulmuştur. Allah Hz. İbrahim peygamberi bu ilk yapının yapıldığı yere göndermiş ve ilk yapının restorasyonunu gerçekleştirmiştir. Böylece Hz. Âdem ile soyut gelişmiş düşüncenin ilk başladığı yerde soyut kavramların gelişmesi için kurulan merkez bu amaçla restore edilmiştir. Böylece nihayetinde Hz. Âdem ile başlayan soyut gelişim Hz. Muhammed ile tamamlanmıştır.
Doğrusunu Allah bilir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.