Türkiye’yi borç sarmalından kim kurtarabilir?

AK Parti 2002 yılında iktidara geldiğinde Türkiye’nin dış borcu 125 milyar dolardı. On yıl içinde bu borçlar 400 milyar dolara dayandı. Türkiye’ye adeta gökten para ve mal yağdığı bu dönemde döviz fiyatları baskılanmış ve ithal ürünler ucuzlatılmıştı. Bazıları bu on yılı yani 2003 - 2013 dönemini AK Parti’nin ve Türkiye’nin altın yılları olarak yâd ediyor.

Hâlbuki Türkiye’nin bugün yaşadığı ekonomik sıkıntıların temeli har vurulup harman savrulan bu on yıllık dönemde atıldı, denilse yeridir. O gün bugündür Türkiye ekonomisi gün yüzü görmedi.

Buna rağmen, hem iktidar ve muhalefet hala dış borç bulup Türkiye’yi şahlandırabilecekleri hülyasıyla yaşıyorlar.

Bulamayacaklar.

HEM MUHTAÇ HEM DE KARŞI OLUNAN KURUM IMF

Sayın Cumhurbaşkanımız IMF’den alınan borçları Ak Partinin ödediğini ve bir daha da IMF’den borç almadıklarını her zaman iftiharla belirtiyor. Keşke burada iftihar edilecek bir husus olsa, maalesef yok, tam tersine, hayıflanılacak pek çok unsur var.

Eğer Türkiye mal ve hizmet üreterek ve cari fazla vererek bu borçları kapatmış olsaydı; bu başarısı, her türlü takdirin üstünde olurdu.

Fakat vadesi uzun ve faizi düşük IMF kredilerinin yerine, faizi yüksek ve vadesi kısa piyasa kredileri alınarak IMF’ye olan borçlar ödendi.

Yukarıda işaret ettiğim dönemler ve sonrasında, bilgi ve tecrübeleri her zaman takdir edilen iki değerli bakandan Sayın Ali Babacan Ağustos 2015’e ve Sayın Mehmet Şimşek de Temmuz 2018’e kadar görevdeydiler.

Ancak, onların da, mukadderatı değiştirecek bir şey yapamadıklarını bugün daha iyi anlayabiliyoruz.

Velev ki dünyanın en başarılı insanı olsun; ki değildi, Sayın Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasına ilk günden beri karşı çıktım. Çünkü akrabalık ilişkileri ve müktesebat yetersizliği aşikar olumsuzluklardı.

Yine de finansal güvenilirliği her geçen gün azalan ve dış borçları rekor kırmış bir ekonomiyi kucağında bulduğu için en çaresiz ve şanssız bakan Sayın Albayrak’tır. Tahmin edildiği gibi hiçbir başarı sağlayamadı ve işler her geçen gün kötüye eviriliyor.

Nihai çıkarımım anlaşılmıştır: Yüksek borç stoku olan Türkiye ekonomisini borç sarmalından çıkarmak kişisel yetenekleri aşar. Toplumsal bilinç ve akılcı yönetimlerin birlikteliği belki…

ÇÖZÜM

Sayın Cumhurbaşkanımız IMF’den bir daha kredi almayacağız diyor.

Eğer hem devlet hem de millet tasarruf yapacaksa, ithalat azaltılıp cari fazla verilecekse, kazanılacak dövizlerle aldığımız borçlar kapatılacaksa biz de almayalım diyoruz.

Bırakın ithal ürün almamayı gerekirse üç öğün yerine iki öğün yemek yemeye bile razıyız.

Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi verilmiyor olabilir fakat on yıllık borçlanmalarda bazı kurumlarımız %10’a yakın faiz ödüyor. Hazine bile bugün on yıllık bir tahvil ihracına çıksa maliyeti en az %7 (yedi) olacaktır.

Hâlbuki IMF’le anlaşılsa kotamızın üç misline kadar (yaklaşık yirmi milyar dolar) alacağımız kredinin oranı sıfıra yakındır. (% 0,069)*

Üç mislini aşan kısım için de iki puan ilave faiz ödeyeceğiz. Vatandaşlar soruyor ve ben cevabı bilmiyorum: IMF bize ucuz fiyata kredi verecekken, niçin, tefeci faizi ödeyerek başkalarından borç alıyoruz?

Genişletilmiş Kredi Programı veya Esnek Kredi Hattından birine müracaat edip 50 milyar dolar kredi alsak ve bu parayla yüksek faizli kredileri kapatsak iyi olmaz mı?**

IMF’nin en önemli görevi alacaklıların parasını kurtarmak, müflis ülkeyi tekrar uluslararası ekonomiye kazandırmak ve para akışlarındaki tıkanmaları açmaktır. İyilikseverlik ve merhamet gibi ilkeleri yoktur. Ayağını yorganına göre uzatmayan müflis ülkelere para vermeden önce maliyesini düzene sokar.

Bir an önce IMF ile müzakerelere başlamak olgusu, Türkiye için bir zorunluluktur, artık. Aksi takdirde enkaza dönüşecek Türkiye ekonomisinden en büyük zararı yine Ak Parti görecektir.

Her yıl 25 milyar dolar ya da GSYH’nın %3’ü kadar yurtdışına faiz ödeyen bir ülkenin iflah olması mümkün değildir.

* https://www.imf.org/external/np/fin/data/sdr_ir.aspx

* * IMF’yle ilgili şu yazımız da okunabilir. (“İnat” iyi bir müzakere yöntemi olamaz -19 Mayıs)

YORUMLAR (33)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
33 Yorum