Ünlü astrolog Öner Döşer önümüzdeki dönemle ilgili öngörülerini paylaştı
Astrologlar 2020'nin her açıdan zorlayıcı olacağını, 2019 yılında belirtmişti. Yılın sonlarına geldiğimiz şu günlerde Covid-19 salgını devam ederken, insanlar 2020'nin kalanını astrolojik açıdan merak etmeye başladı. Habertürk'ten Bilge Nur Akan'a konuşan ünlü astrolog Öner Döşer, önümüzdeki dönemi değerlendirdi
2020'nin son aylarına gelmişken, ünlü astrolog Öner Döşer, önümüzdeki zaman dilimi için öngörülerini paylaştı... İşte Öner Döşer ile yaptığımız söyleşiden satırbaşları...
Covid-19 bir süredir hayatımızı zorluyor. Peki bu süreç ile ilgili astrolojik açıdan tahminleriniz neler?
Kasım ayında İkizler ve Yay burçlarında tutulmalar başlıyor. 30 Kasım’da İkizler burcunda bir Ay Tutulması, 14 Aralık’ta Yay burcunda bir Güneş Tutulması meydana gelecek. Bunlar Türkiye astroloji haritasının salgınlar, hastalıklar, hastaneler gibi, sağlıkla ilgili bütün müesseseleri bağlayan alanında gerçekleşiyor. Dolayısıyla genel olarak virüs konusunda sıkıntılı bir döneme girdiğimizi anlıyoruz. Avrupa ikinci dalgadan endişe ediyor. Bizim de dikkat etmemiz gerektiğini bilim insanları da uyarıyor. Ancak astrolojik açıdan baktığımızda 30 Kasım civarındaki zamandan itibaren bu olayların, enfekte sayılarının artması ihtimalini öngörebiliriz. Bizim de bireyler olarak sosyal mesafeye, maske kullanımına ve bağışıklığı yüksek tutmaya dikkat etmemiz gerekiyor. Mutlaka gerekli merciler gerekeni yapıyordur. Ama benim gördüğüm kadarıyla daha sıkı bir döneme gidiyoruz. Belki de Avrupa’nın bazı ülkelerinde olduğu gibi dönemsel olarak bazı şeylerin sınırlandırılması zamanına doğru gidiyor olabiliriz.
Sürecin 2022-2023 yıllarına kadar devam edebileceğini söylemiştiniz…
Farklı virüslerle ilgili aynı şeyi düşünüyorum. 21 Aralık 2020’de Jüpiter-Satürn Kova burcunun ilk derecesinde kavuşuyorlar. Buna ‘Büyük Mutasyon’ deniyor. Yani mutasyon değişimle alakalı ama tabii ki Kova burcu eski astrolojide salgın hastalıklarla da bağdaştırılmış. Satürn-Jüpiter ya da Mars Jüpiter bu burçta kavuştuğunda bu olasılık artıyor ki 31 Mart 2020’de Mars-Satürn Kova burcunda kavuşmuştu. Oradan sonra salgının daha kritik bir safhaya geldiğini gördük.
Şimdi önümüzde çok sayıda gezegenin Kova burcunda olacağı zamanlar var. 2022’nin ilkbahar aylarında Mars ve Satürn gezegenleri Kova burcunda olacak ve birlikte hareket ediyor olacak. Ancak işin olumlu tarafından bakarsak bilim insanları sürekli yeri gelişmeler peşinde.
Aşı ile ilgili ülkemizden de güzel gelişmeler bekliyoruz… Ocak-şubat ayları, bilhassa 11 şubat civarında ben aşıyla ilgili pozitif yönde önemli gelişmelerin olacağını sanıyorum. 2022 yılında bile hala dikkatli olmamız gerektiğini, bir de başka virüslerin çıkma olasılığını öngörüyorum. Kova burcu zamanına giriyoruz. Kova çağı değil… Bu zaman dilimi içerisinde teknik, bilimsel açıdan çok önemli gelişmeler, iş yapış sisteminde çok önemli gelişmeler var. Yeni senede de çoğu işi online yapacağımızı düşünüyorum. Mobil uygulamaların çok artacağını sanıyorum. 2021 yılında da iş yapış şeklimiz uzaktan hale dönüşmeye devam edecek.
Yakın zamana gelirsek, Mars ve Merkür retrosu devam ediyor. Bizi neler bekliyor?
Öncelikle Mars retrosundan başlarsak, retroda Ermenistan’ın Azerbaycan’a ikinci kez saldırısı oldu. Aslında temmuz 2020’den beri devam eden saldırılar vardı. Bu kez Karabağ’a yanlış hatırlamıyorsam 27 Eylül’de bir saldırısı oldu. 22 Eylül mevsim girişi haritasına bakarak, savaşçıl bir enerji olduğu konusunda bir tahminde bulunmuştum. Bunun çalıştığını görüyoruz ne yazık ki çok sayıda insan hayatını kaybetti. Eski astrologlardan Ebu Ma'şer el Belhi, “Mars retrosunda başlayan savaşlar, Mars düz seyrine dönünce biter” der.
14 Kasım’da Mars retrosu sona eriyor. Umarım o bölgedeki savaşlar sona erer. Çünkü ateşkes olsa bile tekrar bir saldırı geldiğini, verilen sözlerin tutulmadığını görüyoruz. Eski astrologlara göre Mars retroyken savaşa başlayan aslında kaybeder. Bireysel hayatımıza indirirsek, bu dönemde başkalarının üzerine gitmenin pek de akıllıca olmadığını görmüş oluyoruz. Ve Mars’ın Ocak 2021’in en başlarına kadar süren seyahati genel anlamda insanlar arası ilişkilerde mücadele, rekabet kıran kırana dozda olacak gibi gözüküyor. Önümüzde kişisel arası ilişkilerde çarpışma riski var. 14 Kasım’a kadar olan zaman diliminde çok gerekli olmadıkça defansta kalın, çok fazla atakta olmak, bir şeyleri başlatmak akıllıca olmaz.
Merkür retrosuna gelirsek, ABD seçimi yani 3 Kasım, Merkür’ün direkte dönmekte olduğu güne denk geliyor. Bu dönemde özellikle Merkür-Venüs karşıtlığının etkili olduğu günlerdeyiz. Dolayısıyla teknik teknolojik bütün işler, dijital platformlarla yapay zeka ile ilgili işlere dikkat etmeliyiz. Bilgisayarları yedekleyelim, telefonlar konusunda dikkatli olalım. Çok gerekmedikçe elektrik elektronik aletlerle haşır neşir olmak, büyük alışverişler yapmak çok iyi bir fikir olmayabilir. Bu sıralar verilen sözler tutulmayabilir. Eğer verdiğimiz sözlerin altını dolduramayacaksak, hiç söz vermeyelim daha iyi.
B planını da bir kenarda bulundurmakta fayda var. Yanlış anlaşılmalar, kesintiler, bu tarz olasılıklar vardır. Bu arada 25 Ekim’de Merkür, Dünya ve Uranüs dizilimde olacak. Bu dizilim yer manyetik alanın üzerinde etki yaratır. Biz tüm iletişim mecralarıyla ilgili manyetik alandan istifade ediyoruz. Buralarda sıkıntılar olabilir. Uçaklarla alakalı sıkıntılar yaşanabilir. Kullandığımız paneller, bilgisayarlarla ilgili aksilikler çıkabilir.
Güneş 25 Kasım’da Akrep burcuna geçiyor… Burçlar üzerinde olumlu bir etki yaratabilir mi?
Güneş’in Akrep burcuna geçmesiyle beraber mücadele, hayatta kalma ve sezgisel tarafların güçlenmesi gibi temalar devreye girer. Akrep burcu dayanıklılığı, özellikle duygusal dayanıklılığı ifade eden bir yapı çizer. Dolayısıyla bu sadece Akrep burçlarını ilgilendirmiyor. Hepimizin haritasında Akrep burcu hangi alana denk geliyorsa o alanda savunma ve hayatta kalma gücümüzün artacağını gösteriyor. Aynı zamanda bazen mantık tarafımız ağır basar, bazen de sezgilerimizle ilerleriz. Ben bu dönemde sezgilerimizle ilerlemeyi tavsiye edebilirim. Bir de 25 Ekim’de Merkür ile Güneş kavuşumda oluyor. O zamanlar iç sesimize müracaat edeceğimiz, biraz sessiz kalacağımız bir zaman dilimi olacak. 25 Ekim Pazar günü, biraz gelecekteki projelerimizi hissiyatımızla, kendi içimize sorarak planlayabiliriz. Çünkü dışarıdaki sesler kafa karıştırıcı olabiliyor. O zaman iç ses devreye giriyor. İç sesimiz bize en doğrusunu söyler.
İlişkilerde hangi burçlar şanslı?
Bu hafta, yani 19 Ekim haftasında ilişkiler gezegeni Venüs’ün hep uyumlu açıları var. Bugün (19 Ekim) Venüs-Jüpiter üçgeni var. Hafta ortası, ilişkilerin güçlenmesine yönelik güzel bir zaman dilimi. Hafta sonu da kalıcı sağlam ilişkiler, ilişkilerde sağlam adımlar atmak veya güvendiğimiz kişilerden destek bulmak manasında olumlu. Burç ayırt etmeden ilişkiler bakımından şanslıyız. Toprak elementi burçları olan Boğa, Oğlak ve Başak’ın ilişkilerde daha güvenceyi sağlayabilecekleri bir zaman dilimi diyebiliriz ama bunu da yükselen burçlara göre konuşmak doğru olur. Mesela yükselen burcu Balık olanlar için ikili ilişkilerde daha olumlu yönde gelişmeler bekleyebiliriz gibi.
ABD’nin önünde bir seçim var. Bu konudaki astrolojik öngörüleriniz nedir?
Ben Donald Trump’ın kazanacağını düşünüyorum. Donald Trump ve Joe Biden’ın harita bilgilerini karşılaştırdığımızda, Biden’ın haritası, Trump’ınkine göre daha zayıf… Daha doğrusu Trump’ın haritası güçlü. Donald Trump’ın karşısında başkası olsaydı belki Trump’ı geçerdi. Ama Kamala Harris ile Joe Biden’ın bileşik haritası çok kuvvetli. Sanki ikisinin bileşik haritası, Donald Trump’a çok sıkı kafa tutacak gibi gözüküyor.
Sadece Donald Trump ve Joe Biden olsaydı tereddütsüz Trump derdim. Yine de astrolojik açıdan Biden-Harris ikilisinin, Trump’ı aşabileceğini düşünmüyorum. Böyle bir şey olursa da benim için astrolojik açıklaması Kamala Harris olacak. Çünkü Biden’ın haritasındaki eksiklikleri Harris çok güzel tamamlıyor. Bu yüzden iyi bir ikili olmuşlar. Ancak daha evvel de söyledim. Tahminlerime göre Amerikan tarihinin en skandal seçimlerinden birine doğru ilerliyoruz. Seçim sonuçlarının geçersiz sayılması, aksamalar sıkıntılı bir süreç olabilir.
