Duvar Arkası... 'Atanmışlar' isyanı: Bakanı bile dinlemeyen var!

İktidarda 'atanmışlar' isyanı... MHP Bahçeli'nin transfer açıklamasının tartışılma şeklinden memnun değil... Partisi kapatılırsa HDP seçmeni ne yapacak? Millet İttifakı'nın kaderini CHP kurultayı mı belirleyecek? TBMM bahçesine Covid-19'a karşı televizyon... Hepsi Duvar Arkası'nda...

Google Haberlere Abone ol

'BENİ DE CUMHURBAŞKANI ATADI BAKANI DA!'

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdiği günden bu yana tartışma konusu. En son Cumhurbaşkanlığından Meclis’e gönderilen 3 milletvekili hakkındaki kesinleşmiş yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmesi yazılarında atanmış bir bürokrat olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın imzasının olması tartışma yarattı. Ancak yeni sistemde seçilmişlerin etkisinin azaldığı, atanmışların güçlendiği yönündeki tepkiler sadece muhalefet tarafından da dile getirilmiyor. Öyle ki Meclis’in itibarının her geçen gün eridiğini, yeni sistemin başta Cumhurbaşkanlığında olmak üzere çok güçlü bir bürokrasi kadrosu oluşturduğunu söyleyen çok sayıda AK Partili milletvekili de bulunuyor.

İktidar kulislerinde sık sık siyasetçilerin telefonuna çıkmayan genel müdür ya da vali örnekleri anlatılıyor. AK Partili bir siyasetçi “dahası da var” diyerek anlatıyor: “Bakanın lafını geçiremediği genel müdürler var. 'Onu da cumhurbaşkanı atadı beni de cumhurbaşkanı atadı' diyor. Olacak iş mi? Devlette aşağıdan yukarı bir yapılanma, bir kamu disiplini vardır ve bağlı olduğun bir amir olur. Bu böyle gitmez, süratle tamir edilmesi lazım...” Sıkça konuşulan bu soruna sistem değişmeden nasıl çözüm bulunacağını ise kimse bilmiyor.

MHP’DE 'TRANSFER' RAHATSIZLIĞI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, yeni kurulan DEVA ve Gelecek Partisi'ni FETÖ ile ilişkilendirip Meclis’te yer bulmak için milletvekili transferi yapmalarının önlenmesi adına "acil" yasal değişiklik yapılması çağrısı tartışılıyor. Bahçeli’nin bu çağrısının ardından AK Parti hukuki çalışma başlatılacağını açıkladı, ancak çalışma hem iktidar hem de muhalefet cephesinde eleştirilere yol açtı. İktidar cephesinde çok net “Siyasi ahlak yasayla düzenlenmez” diyen siyasetçiler oldu. Muhalefet partileri de meselenin siyasi ahlakla ilgili olmadığını, amacın siyaseti dizayn etmek, yeni partilerin önünü kesmek olduğunu söylüyor.

MHP'de ise konunun bu şekilde tartışılması rahatsızlık yaratmış durumda. Bir parti yöneticisi Bahçeli’nin açıklamasında milletvekili transferinin önlenmesi diye bir şey olmadığını belirterek, "Siyasi partiler, seçim kanunu, TBMM İçtüzüğünün değiştirilmesi, milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili beklentilerin karşılanması, siyasi etik kanunu ve meslek kuruluşları kanununun çıkarılmasından bahsediyoruz. Bunlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin eksik kalan yönlerinin tamamlanması için yapılması gerekenler ve ilk kez de gündeme gelmiyor. Siyasi etik bunlar içinde sadece bir başlık” diyor. Konunun milletvekili transferi tartışmasına kilitlenmesinden rahatsız olan MHP 'daha bütüncül, tamamlayıcı ve yapısal düzenlemeler gerektiğine' dikkat çekiyor, o nedenle yapılacakların acele edilmeden belli bir takvim içinde hayata geçirilmesini istiyor. MHP’li siyasetçiye göre Bahçeli'nin açıklamaları da bir dayatma değil, iktidara güç verme, tahkim etme, ellerini rahatlatma olarak okunmalı...

'HDP’Yİ SİYASET DIŞI BIRAKMA' HAMLESİNDE SIRADA KAPATMA MI VAR?

Korona virüsü salgınında 48 gün kapalı kalan Meclis’in açıldıktan sonra ilk işi haklarında kesinleşmiş hapis cezaları bulunan 3 milletvekili ile ilgili kararların okunması, daha sonra bu vekillerin gözaltına alınıp tutuklanması oldu. Siyasette daha sert bir döneme girildiğinin göstergesi olarak nitelendirilen bu gelişme için HDP’den, “Bizi demokratik siyasetin dışına atmaya çalışıyorlar” yorumu geldi. Peki, “HDP’yi siyaset denkleminin dışında bırakmak” için atıldığı ifade edilen bu adımın arkasından ne gelebilir?

HDP kulislerinde bir kapatma davasının sürpriz olmayacağını söyleyenler var. Belediyelerine kayyım atanan, belediye başkanları, milletvekilleri, eşbaşkanları tutuklanan HDP’ye bir de kapatma davası açılmasının seçmen nezdinde yaratacağı etkiye dikkat çeken bir siyasetçi, “Kapatma davası yükü altında bir seçim söz konusu olursa seçmen, 'irademiz, oyumuz yok sayılıyor' duygusuyla kendiliğinden bir boykot sürecine girebilir” diye uyarıyor. İktidar cephesinden gelecek yeni adımları hesaplamaya çalışan HDP diğer yandan da seçmenle bağını güçlendirmek için sahaya iniyor.

CHP KURULTAYI MİLLET İTTİFAKI'NIN AKIBETİNİ DE Mİ BELİRLEYECEK?

CHP’nin 28-29 Mart’ta yapmayı planladığı 37. Olağan Kurultayı korona virüsü salgını nedeniyle ertelenmişti. Salgına karşı alınan birçok önlemin haziran ayı başıyla birlikte kaldırılmasının ardından yeni kongre tarihi de konuşulmaya başlandı. CHP yöneticileri Bilim Kurulu’nun kararı doğrultusunda, yaz tatilinin de dikkate alınarak eylül-ekim aylarında bir kongre takvimi üzerinde çalışmaya başladı.

Kongrenin sonbaharda yapılma ihtimalinin güçlenmesiyle birlikte adaylıklar da konuşulmaya başlandı. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Muharrem İnce’nin nasıl bir adım atacağı merak konusu. Kulislerde İnce’nin genel başkan adaylığı için nabız yokladığı ifade ediliyor. Bu arada genel başkan aday adaylığını ilan eden eski milletvekili Aytuğ Atıcı, adaylık için nabız yoklayan Fikri Sağlar da var. Ancak diğer yandan bu kurultayda bir yarışın genel siyaset dengesi açısından doğru olmayacağını söyleyenler de bulunuyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadece CHP için değil, Millet İttifakı için de önem taşıdığını belirten CHP’li bir kurmay, “Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın mimarı. Kılıçdaroğlu’nu buradan çekip çıkarsanız Millet İttifakı mı kalır” diye soruyor.

MECLİS BAHÇESİNE COVİD-19’A KARŞI TELEVİZYON

Korona virüsü salgını nedeniyle yaklaşık 1.5 ay ara veren Meclis çalışmaya başladı. Korona virüsüne karşı bir dizi tedbirin alındığı Meclis’te girişlere termal kameralar kuruldu, ayrıca giren herkesin ateşi ölçülüyor. Yine Meclis’in birçok noktasına dezenfektan yerleştirilirken personel de, Genel Kurul’daki milletvekilleri de maske ile çalışıyor.

Ancak her ne kadar sosyal mesafe kuralına uyulsa da uzun çalışmalar risk yaratıyor. Bu nedenle milletvekillerinin Genel Kurul’u temiz hava almaya çıktıkları bahçeden de takip edebilmeleri için çalışma yapıldı. Genel Kurul salonunun iktidar kulisi bahçesine iki televizyon yerleştirildi. Böylece milletvekilleri bahçeden de Genel Kurul’daki konuşmaları dinleme, oylama ve yoklama çağrılarını takip etme imkanına kavuştu.