1950’lerde ABD’de Yurttaş Hakları Hareketi (Civil Rights Movement) hızla güçlenirken, bazı eyaletlerdeki okullara ilginç bir Superman posteri asılıyordu. Etrafında farklı ırklardan gençler bulunan Superman şöyle diyordu: “Ve unutmayın çocuklar, okulunuz -tıpkı ülkemiz gibi- pek çok farklı ırktan, dinden ve milliyetten oluşuyor. Eğer birilerinin bir okul arkadaşınıza ya da herhangi birine din, ırk ya da milliyetinden dolayı bir şeyler söylediğini duyarsanız hiç beklemeyin, onlara bunun Amerikan karşıtı bir konuşma olduğunu söyleyin.”

Böyle bir afiş için Superman çok iyi bir seçim tabii; 1929 Ekonomik Buhranı’nın en müthiş kültürel ürünü olan bu kahraman, henüz bir bebekken yaşama koşullarının ortadan kalktığı bir gezegenden buraya göç etmek zorunda kalmış. Şimdi Asyalı bir çocuğun yanağını okşarken etrafını saran gençleri ırksal-ulusal önyargılardan uzak durmaya çağırıyor.

Lakin Amerikan demokrasi kültürü tuhaf çalkantılarıyla ünlüdür. Bu afişin okullara asıldığı günlerde Senatör McCarthy’nin başında olduğu Amerika’ya Karşı Faaliyetleri Araştırma Komitesi meşhur ‘komünist cadı avı’nı sürdürüyor, ülke Başkan Kennedy ve Martin Luther King’in öldürüleceği karanlık günlere doğru ilerliyordu. Bu bol kutuplu demokrasinin azizliklerinden biri de, Superman’in aynı yıllarda yayımlanmış ilginç bir macerasında ortaya çıkıyor.

Söz konusu macera, Henry Meecher adlı bir Kızılderilinin -kibar ifadesiyle ‘Amerikan yerlisinin’!- Metropolis kentinde sahiplik iddia etmesiyle başlıyor. Tarihsel bilgilere göre Metropolis 1640’ta kıtaya gelen beyazlar tarafından bir Kızılderili kabilesinden satın alınmıştır. Ama Meecher’ın elindeki bazı belgeler satışla ilgili tarihsel tutarsızlıkları gösterdiği için mahkeme Leecher lehine karar verir. Ardından Leecher gökdelenleri dolaşıp dudak uçuklatan toprak kiraları istemeye başlar.

cizgilerle-super-basgan-liklar-830490-1.

Burada anlatılan toprak satışının gerçekten yaşandığını biliyoruz. 1626’da bugünkü New York’a çıkan Hollandalılar, Manhattan bölgesini Kızılderililerden satın almış. Fiyat konusunda iki söylenti öne çıkıyor; topraklar bir söylentiye göre 24 dolar, bir başka söylentiye göreyse 1000 (yazıyla bin) dolardan biraz az bir para karşılığında el değiştirmiş…

Bunu gören Superman zamanda yolculuk yaparak 1640’a gider, bölgede yaşayan kızılderilileri toprağı satmak için ikna etmeye çalışır. Çizimlerdeki burun yapısının benzerliğine bakarak Meecher’ın atası olduğunu varsayabileceğimiz Gri Kurt adlı reis bu sırada ortalığı karıştırmaktadır. Bazı ufak çatışmalardan sonra gücünü herkese gösteren Superman ‘Uçan Kartal’ adıyla kabilenin reisi olur, toprakları beyazlara satar -kaç dolara sattığından söz edilmiyor- ve bunun geleneksel Kızılderili kayıt yöntemi olan bir ‘Wampum Kuşağı’yla (boncuk ve ilmiklerle örülen bir tür belge) tarihe geçmesini sağlar. Sonra tekrar günümüze -1950lere- döner, müzeden getirttiği Wampum Kuşağı’nı mahkemeye sunar. Otantik olduğu belirlenen kuşak sayesinde Meecher’ın topraklardaki hak iddiası hakim tarafından reddedilir, Metropolis Kızılderililerden ‘bir kez daha’ kurtarılır.

cizgilerle-super-basgan-liklar-830491-1.

Kripton gezegeni kurnaz yurttaşlarıyla meşhur olmadığına göre, Superman’in burada yaptığı sahtekarlığı doğrudan ‘beyaz Amerikalı’ olmakla bağlantılandırabiliriz sanırım.

‘New York’un emlak kralı’ olarak tanınan Fred Trump’ın 1946’da doğan Donald adlı çocuğunun bu Superman macerasını okuduğunu düşünsenize, ne acayip bir tarihsel komedi olurdu; sosyal adalet savaşçısı Süperman’den emlak spekülatörü Trumpman’e uzanan bir tarih!