27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tartışma devam ediyor: 'Önce tavır sonra fikir'in yanlışlığı

Kalın'ın ' Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır' sözlerini tartışmaya devam ediyoruz. Tüm aydınlarımızı, okurlarımızı da bu konuda fikirlerini aktarmaya davet ediyoruz

Tartışma devam ediyor: 'Önce tavır sonra fikir'in yanlışlığı
A+ A-

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın 30 Temmuz 2020 tarihinde yaptığı “Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır” açıklaması tartışma yarattı. Kalın 9 Ağustos 2020 tarihinde bir televizyon programında görüşlerini ayrıntılandırdı. Aydınlık, bu açıklamaları “Hikayemizin özünde Milli Mücadele var” başlığıyla manşetine taşıdı.

Kapak dosyalarıyla adından söz ettiren Teori dergisinin WhatsApp tartışma grubunda da önemli görüşler yazıldı. Paylaşıyoruz:

[9/8 16:16] Hüseyin Karanlık: Namık Kemaller ve Mustafa Kemallerle gelen 150 yıllık devrimci çizgi sapına kadar milli, yerli ve "bizim hikayemizdir", Bunun karşısındaki emperyalist işbirlikçisi Tanzimatçı-Batıcı gelenek ise onların hikayesidir. Yani Batı emperyalistlerinin. Peki böyle düşünmeyenler değişemezler mi? Bunu istemeyecek miyiz? Siz böylesiniz böyle kalın mı diyeceğiz? Unutmayalım ki bazıları 6. Filo'yu kıble tutup bizlere satırla saldıranlar değil miydi? Ama şimdi ABD'nin kementleri bizlerin olduğu kadar onların da boyunları üzerinde sallanıyor. Bu işlerin şakası yok. Onlar da değişiyor ve değişecekler. Biz ne güne duruyoruz? Sonuna kadar değişmeleri için uğraşacağız. Gerisi kendi bilecekleri iş! "Bunlar adam olmaz" diyerek sözüm ona pür solcu kalanları da görüyoruz. Bana göre bunların değişme olasılığı Kalın'dan daha az.

[9/8 17:43] Gaffar Yakınca: İbrahim Kalın konusunda peşin hükümlerle hareket etmeyi doğru bulmuyorum. On kadar telif eser sahibi birini bir tek tivitle yargılayıp tepkisel yazılar yazmak bence doğru bir yaklaşım değil. Sadece İslamcılıkla değil tüm düşüncelerle tartışmak zorundayız ancak tartışma mutlaka bir usul çerçevesinde gelişmeli, muhatabımıza olmadığı bir şeyi atfetmek de bizi yanıltacaktır. Kendisinin son demeçleri Atatürk'ü savunur bir mahiyette idi. Bu akşamki yayını izlemek mutlaka zihnimizi açacaktır.

[9/8 18:34] Kuntay Gücüm: Bu geceki programı izlemek lazım. Fakat paylaşılan cümlelerde fikir beyan ediyor. Niyet okumamalıyız, ön yargılı olmamalıyız ama Tanzimatı eleştirmediği bence çok açık. 1839 ve 1856’yı kapsamayan bir Tanzimat eleştirisi mümkün değil. Serhan Bolluk’un yazısını bu yönden değerlendirmek gerekir. Kalın’ın cümlelerini AKP’ye karşı tavrımızdan bağımsız tartışmak lazım. Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı o cümlelerde eleştirilen bize anlatılan hikayenin parçası değil.

MADDEYİ ANLAYALIM

[9/8 18:47] Adnan Akfırat: "Evvela sosyalist olmalı. Maddeyi anlamalı"yız. Ak Parti'nin ya da Türkiye'deki İslamcı siyasal akımın en büyük açmazı, Teali İslam Cemiyeti'nden beri savunageldikleri gerici tarih tezi. Erdoğan, 15 Temmuz sonrası "Atatürk açılımı" yaparak, eylemli olarak bu tarih tezinin dışına çıktı. Ama yerine bütünlüklü bir tarih tezi koymadı. Yer yer İttihat Terakki önderlerini övüyor ama diğer yandan Abdülhamit'e bağlılığını sürdürüyor. Atatürk'e laf söylemiyor. Ama Lozan'ı eleştiriyor. Ak Parti'nin teorisyenleri ve diğer İslamcı yazar çizerler bu konuda düğüm olmuş durumdalar. Doğru, bizim müdahale edeceğimiz bir zemin var. Etmemiz de şart. Ancak, Kalın'ın her düzlemde savunduğu tarih tezi, bildik emperyalizmi müttefik, Türkiye'nin devrimci atılımlarını gerici gören tarih tezi. Kalın'ın tweetinde "ilericilik" bulmak gerçekçi değil. Ayrıca Kalın, Erdoğan'ın çevresindeki Amerikancı ekibin başı. Kalın'a hak etmediği bir konum verirsek, Erdoğan'ı da yanlış yola yönlendirmiş oluruz.

[9/8 19:46] Doğu Perinçek: Başkalarının hikayelerinde rol almayalım, kendi hikayemizi yazalım ne demek? Emperyalizmin dayatmalarını reddedelim, milli yolu izleyelim! Bunu İbrahim Kalın imzalarsa farklı, Doğu Perinçek imzalarsa farklı, hatta zıt anlam çıkarmak nesnel, bilimsel bir tutum değil.

[9/8 20:08] Şefik Çakmak: İbrahim Kalın "Başkalarının hikayelerinde rol almayalım, kendi hikayemizi yazalım" demiyor. "Bize yüz elli yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikayeleri anlatıldı. Artık kendi hikayemizi yazma zamanıdır" diyor. Doğu Perinçek'le İbrahim Kalın aynı değil. Elbette sözleri farklı yorumlanır. Doğu Perinçek hiçbir zaman "Ayasofya müze yapılarak tarihe hukuka ihanet edildi gibi bir söz söylemedi. Atatürk ve İsmet Paşa'ya "iki sarhoş" demedi. Yüz elli yılın başlangıcı nedir? Bitti mi nedir? 1920-1935 dönemi bu yüz elli yılın içinde kalıyor mu, kalmıyor mu? AKP'nin İslamcı bir görüntüsü var mı yok mu? İslamı bir düzen kurmak istiyor mu, istemiyor mu? Cumhuriyet'e saldırıyor mu saldırmıyor mu? İbrahim Kalın'ın sözleri ancak bu sorular yanıtlanarak yorumlanabilir. Yani yüz elli yıldır başkalarının emrinde olmuşuz. Öyle diyor İbrahim Kalın. Bunu ben, Kemalizm diye bir devrim yok. İsmail Beşikçi'nin dediği gibi "Kemalizm emperyalizm işbirliğidir" anlamında yorumluyorum.

[9/8 20:53] Doğu Perinçek: O sözün altında Kalın’ın imzası varsa, ben Kalın’a göre anlarım dediğiniz zaman metafiziğe yuvarlanıyoruz. O zaman hiçbir şey konuşmasın kimse! Yalnız imza atılsın ve biz imzaları yargılayalım! Buna safsata deniyor. Bilim, İbrahim Kalın’ın kastettiğini araştırmaz. Öne sürdüğü tezi değerlendirir. Son iki yüzyıl Türkiye tarihi, Tazminatçılık ile Millicilik arasındaki mücadelenin tarihidir. Modernciler Tanzimatçıdır. Biz modernci değiliz. Millici ve Halkçıyız. Hikayemizi, kendimiz yazarız. Kalın, o sözleri nasıl yorumlarsa yorumlasın benim o söz hakkındaki görüşüm değişmez. Önce Kalın’a tavır saptayıp ona göre sözü yargılamanın bilimsellik ile bağlantısı yok. Eğer Kalın’ın pratiği ile teorisini birlikte değerlendiriyorsak, o zaman FETÖ, PKK, Gladyo, Doğu Akdeniz ve sınır ötesine bakacağız. Bu durumda emperyalizme ve FETÖ gericiliğine karşı bir pratik görüyoruz. O tiwit de pratiğin sözü oluyor. Ne var ki kafalarımızdaki kalıba uymuyor. Safsata burada başlıyor. Selamlar.

AYDINLANMAYA HİZMET EDER

[9/8 22:22] Mehmet Perinçek: Kalın, sözünün altını doldurmadığı takdirde tartışmaya açık kalır. O sözler tek bu haliyle yorumlanmaya muhtaçtır. İki şekilde de yorumlanabilir. İslamcıların tarih anlayışında Türkiye'nin milli demokratik devrimleri, dışardandır, Türkiye'nin kendi hikayesi değildir, tepeden dayatılmıştır, bu toprakların kültürüne aykırıdır. Örneğin Medeni Kanun onlara göre Batı'dan ithaldir, Türkiye'nin değildir. 1908'lere 1920'lere bakışta da İslami çevrelerde İbrahim Kalın'ın sözleriyle karşı çıkışlar var. Ayrıca 150 senedir Türkiye kendi hikayesini yazmıyor da değil. Genç Osmanlılar, Jön Türkler Türkiye'nin kendi hikayesini yazdı. Trablusgarb'da da Çanakkale'de de yazıldı. Kurtuluş Savaşı'nda da 1930'ların ekonomik atılımda da. 27 Mayıs da Türkiye'nin kendi hikayesiydi. Hatta Türkiye’nin, 1980'lere kadar sanayi alanında öyle ya da böyle Cumhuriyet Devrimleri'nin arta kalan kazanımlarıyla da hikayesini yazmaya devam ettiği noktalar oldu. Demir çelik fabrikaları, KİT'leri vs. Dolayısıyla Türkiye, kendi hikayesini 150 senede hiç yazmadı değil. Bizim anladığımız anlamda. Bu nedenle Kalın'ın sözlerinden ne anlaşılması gerektiği için altının doldurulması şart. 150 senedir dayatılan ama kimi zaman da kırılan Batı modeline bir karşı çıkış mı, yoksa Türk milli demokratik devrimlerini de milli görmeyen, Kemalist çağdaşlaşmayı dışarıdan dayatma gören bir anlayış mı? İslamcıların tarih yazımında Abdülhamit milli olandır, Türkiye'nin kendi hikayesini yazması engellenendir. Jön Türkler ise Mason-Fransız dayatmasıdır. Bu anlayışa dayanarak "kendi hikayesini yazmaktan" bahsediyorsa ayrı sonuç çıkar, ezen-ezilen milletler ayrımında bakarak söylüyorsa ayrı anlam çıkar. Bu cümlenin önünde arkasında başka değerlendirmeler olmalı.

[9/8 22:38] Yücel Kuruçim: CNN Türk'te Kalın'ı izledim. Bence aynı gemide olmamıza mani bir durum yok. Siyasal İslamcıların aydınlanma devrimini tam kavrayamaması çok doğal. Kavrasalar zaten orada olmazlar. Ama Kalın bence bize doğru bir adım atıyor.. İtiraz edebilirler bir çok konuda ve bunlar tartışılabilir. Tartışılması bizim lehimize olacaktır. Aydınlanmaya hizmet edecektir.

[9/8 22:43] Mehmet Perinçek: Kalın'ın sözlerinden ne anlaşılması gerektiğinden bağımsız olarak... AKP ve hükümet, bulunduğu fiili konumla milli cephede. Ama her antiemperyalist unsur, milli demokratik devrimlerin "demokratik" tarafını benimsemiyor. Buna yaklaşan, buna meyleden unsurlar var, buna karşı olanlar da var. AKP, sınıfsal yapısından kaynaklı çelişkileri içinde barındıracak. Hayat ve zorunluluklar onları başka bir şeye zorluyor, eski prangaları (kaç yüzyıllık ideolojileri) tutmaya çalışıyor. Bu çelişkiler, gelgitler hep var olacak. Kalın'ın bu sözlerideki muğlaklık bile tam bunu yansıtıyor. Günün şartları ve Türkiye'nin konumlanışı onu bir şey demeye zorluyor ama eski prangaları onu tutuyor ya da kendi geleneksel ideolojisinden hareketle bir laf etmeye çalışıyor, günün zorunlulukları onu net ifade etmesine izin vermiyor.

[9/8 22:46] Yücel Kuruçim: En önemlisi bunu kendileri tartışmaya açıyor. Bundan rahatsız olmayalım. Tam tersine bu çok iyi bir fırsattır bizim için. Bu tartışma süreci çok faydalı olur.

YARIN DEVAM EDECEK

Yazalım, tartışalım, netleşelim-1: Öncünün 'Hikayemizdeki' sorumluluğu!

Tartışma devam ediyor: 'Önce tavır sonra fikir'in yanlışlığı - Resim: 1

Teori dergisi millilik üzerine kapaklarıyla içinde bulunduğumuz süreci aydınlatıyor.
Son Dakika Haberleri