Sağlık emekçilerine destek paketi talebi

Yeni tip koronavirüs pandemisiyle birlikte Türkiye'de hızla önlemler alındı. Karantina hastaneleri belirlendi; şüpheli kişiler gözlem altında tutulurken enfekte hastalar tedaviye alındı. Sağlık Bakanlığı, oluşturduğu Bilim Kurulu'yla her gün yaptığı toplantıların ardından açıklanan yeni tedbirlerle birlikte sağlık personelinin yıllık izinleri de iptal edildi. Virüse karşı mücadelede, risk altında salgına karşı en ön cephe savaşçılarımız sağlık emekçileri oldu. Çocuklarını ailelerini bırakıp göreve koşan sağlık personeli için de alınması gereken tedbirlerle birlikte bu mücadelede aldıkları riski karşılamayacak olsa da bir nebze motivasyon sağlayacak haklara tabi tutulması gerekiyor. Keza Çin, bu süreçte, sağlık personeli ücretlerine yüzde 50 artış yaptı, Fransa önceki gün, ücretlerinden beslenmelerine kadar ihtiyaçlarını karşılayacak bir destek paketi açıkladı.

Türkiye'de ise sağlık çalışanları performans sistemi nedeniyle yaşayacakları hak kaybıyla karşı karşıya... Aydınlık'a konuşan Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, sağlık personelimizi milli güvenlik nedeniyle sınırlarımızda mücadele eden askerlere benzeterek, sağlıkçılara özel hizmet kapsamında olağanüstü koşullar tazminatı verilebileceğini belirtti. Sağlık çalışanlarının Kovid-19 önlemleri kapsamında başka hastanelere kaydırıldığını ifade ederek hali hazırda haksızlığa yol açan performans sisteminin bu koşullarda zaten uygulanamayacağını vurguladı. Sistemin tümüyle ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Bacaksız, “Zaten ekonomik olarak perişan olmuş, psikolojik olarak sosyal hayatı da hiç olmuş bir kişiyi daha çok mağdur etmemek adına en azından ekonomik destek şu noktada kesinlikle sağlanmalı” dedi.

'OLAĞANÜSTÜ KOŞULLARDA PERFORMANS OLMAZ'

Zekiye Bacaksız, şunları kaydetti: “Olağanüstü koşullarda performans diye bir şey olmaz. Olağanüstü koşullarda görev tazminatı verilmesi gerek. Sağlık personeli zaten zor koşullarda çalışıyor. Görüyoruz; çoğu çocuğuna bakacak birini bulamıyor. Örneğin bir sağlık çalışanı, 'Eşim bankada çalışıyor. Bankadan izin vermiyor, ben ne yapacağım' diyor. Bankaya eşinin sağlık çalışanı olduğunu bildirmeli. Çünkü sağlıkçılar daha öncelikli... Burada bankanın hassas olması gerekiyor. Söz konusu olan insan hayatı. Yaşam hakkını her şeyin üstüne tutmalıyız. Bankaya bu başvuru yapılıp da bankadan ret yanıtı gelirse biz gerekeni yapacağız.”

'KAMUCU SAĞLIĞIN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI'

Kamusu sağlık sisteminin önemine vurgu yapan Bacaksız, şöyle konuştu: “Bir musibet bin nasihat iyidir sözü yaşam bulmuş İspanya'da. Tüm özel hastaneler kamulaştırılmış. Bizim hep savunduğumuz şey. Olağan koşullarda da hep söyledik, olağanüstü koşullarda önemi ortaya çıkıyor. Bir sürü insan zaten fazla mesai çalışıyor. Bir defa yüksek riskli bir iş yaparken fazla mesai yaptırmak, personelin buna sessiz kalmasını sağlayacak ücrete mahkum etmek, köleliştirmek demek. İnsani bir yanı yok. Milli güvenlik noktasında sınırlarda askerlerimiz ne ise bugün sağlık çalışanı o demek.

Performans sistemi kalksın, sabit ücretler desteklensin. Döner sermayeyi performansı kodlayacak takip edecek bir ekip de yok zaten, sistem de ona göre değil. İnsanlar birçok kurumdan başka kurumlara takviye edildi. Performansı takip edecek durum yok. Zaten ekonomik olarak perişan olmuş bir de psikolojik olarak sosyal hayatı da hiç olmuş bir kişiyi daha çok mağdur etmemek adına en azından ekonomik destek şu noktada kesinlikle sağlanmalı. Özel hizmet adı altında olağanüstü koşullar tazminatı verilebilir, verilmesi gerekir. Sağlık personeli mutlu olursa halk da mutlu olur. Sağlık hizmeti de nitelikli olmalı. Hepimiz bu hizmetten aynı şekilde yararlanıyoruz.”

'DÖNER SERMAYE SİSTEMİ İFLAS ETTİ'

Performans sistemindeki sıkıntıları anlatan Genel Sağlık-İş Başkanı Zekiye Bacaksız, şunları söyledi: “Performans sisteminde sağlık çalışanlarında diğer memurlardan farklı bir şey var. Bir maaşımız var sabit, bu maaş doğru düzgün hiç artmaz. Bizim zamlar, seyyanen denilen artışlar diğer memurların temel maaşlarına yapılırken, bizde sabit denilen, ödemesi genel bütçeden değil döner sermayeden yapılan döner sermaye sabit ödemesi vardır. Ama bu emeklilğe yansımaz. Bir hekim dışında sağlık mesleği mensubu, emekli olduğunda bugün 3 bin 180 lira alıyor. Bununla geçinmek mümkün değil. Performans dediğimiz sistem zaten yönetilemez bir hale geldi. Döner sermaye sıfır çekiyor artık, yok öyle bir sermaye. Çünkü inşaatlar oradan karşılanıyor, 4/b, 4/c ödemelerin hepsi oradan oluyor. Nöbet ücretleri, yargıda dava kaybederse kurum yine oradan karşılanıyor. Sosyal hizmetler, çocuk esirgeme payı var, damga vergisi var, il sağlık payı var... Yani zaten kurumlarda bir şey kalmadı. Üniversiteler iflas... Şu anda kurumlar inanın tıbbi malzeme vermek istemiyor çünkü borçlular. Döner sermayeden bir kısım hekimler yararlanıyordu, bu koşullarda kimse yararlanamayacak.”

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER EMEKÇİLERİ DE RİSK ALTINDA

Memur sağlık personellerinin yanında işçi satatüsünde çalışan sağlık emekçileri de risk altında görevlerinin başında... Türk-İş'e bağlı Sağlık-İş Sendikası, ilgili bakanlıklara ve Meclis'teki siyasi partilere bazı önelmelrin alınması için taleplerini ileten bir yazı gönderdi. Sağlık-İş Genel Başkanı Hakan Toy, “Şu an hastanelerin her alanında çalışan peronelimizi biz riskli durumda değerlendiriyoruz. İşçi statüsünde çalışan sağlık personeli için risk primi talep ettik. Üniversite hastanelerinde, huzur evlerinde çalışan, tehlike altında olan sağlık sektörü çalışanlarına risk primi verilmeli” dedi.

Memur statüsündeki sağlık personelinin performansa dayalı sistemle çalışıtırılmasını da eleştiren Toy, sistemin hakkaniyetli olmadığını söyledi.

Sağlık-İş Sendikası sağlık çalışanları için şunları talep etti:

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak, Sağlık Bakanlığımızdan ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızdan bütün işkollarında çalışan işçi kardeşlerimiz olmak üzere özelde Sağlık ve Sosyal Hizmetler İşkolunda çalışanlar arasındaki ayrımlar kaldırılmasını istiyoruz.

• Tüm çalışanlara koruyucu ekipmanların sağlanmasını;
• Risk grubundaki sağlık personeli (kronik hastalık, hamile, engelli, organ nakli ve kanser hastaları, 60 yaş üstü, süt izinde olanlar vb) amirlerinin inisiyatifine bırakılmadan idari izinli sayılmasını;
• Risk ücretlerimizin ayrımsız ödenmesini;
• İdareler ve çalışanlar ve temsilcileri arasında işbirliği sağlanmasını;
• Ebeveynlerin ikisinin de sağlık personeli olması durumunda birisine izin hakkı verilmesini talep ediyoruz.
• Bütün sağlık çalışanlarımızı da tedbirli olmaya ve kendi sağlıkları için iş güvenliği kurallarına harfiyen uymalarını bekliyoruz.