Başakşehir FK geçen sezonun Şampiyonlar Ligi yarı finalisti karşında oyuna iyi başladı. Birbirlerine yakın oynadılar. Topun arkasına geçtiler. Alanları kapattılar. Baskı yapıp kazandıkları toplarla hızlı atak geliştirdiler. Pozisyon da ürettiler. Bitiremediler.
Bu seviyede takımlar arasındaki farkı, karşılaştıkları soruna çözüm üretebilmesi belirliyor. Leipzigli futbolcular, Başakşehirlilerin kendilerine çıkardığı sorunu gördü, analiz etti ve çözüm üretti.
Almanya’da topla rakip ceza sahasında en çok buluşan oyunculardan biri olan Angelino’yu kullandılar. Defans merkezinin arkasına topsuz koşu ve ona atılan derin pas Başakşehir savunmasının dengesini bozdu. Basit çözümdü. Fakat Angelino’nun o topu kontrolü, dönüşü ve şutu da kaliteydi.
Sonra imza gollerinden birini attı Leipzig. Epureanu oyunu kurarken baskı yaptılar, kazandıkları topu hızlı oynayarak tabelada kendilerini rahatlatan ikinci golü attılar.
Sonrası, bir gol olsa tabela döner mi oyunu. Ümitlendirdi ancak sevindirmedi. Hızlı olmayabilirsiniz, Şampiyonlar Ligi’nde hızlı düşünmek zorundasınız. Başakşehirli futbolcular topu ayaklarında iki saniyeden fazla tutmadığı anlarda hiç de Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez oynar gibi değillerdi. Fakat stoperler Epureanu ve Skrtel ile santrfor Crivelli’nin yavaşlığı göze battı. Grupta biraz daha kolay rakipler olsaydı, belki skora rağmen oynanan bu pozitif futbolla Başakşehir grupta sürpriz yapabilirdi. Kura çekildiği an Başakşehir’in bu grupta işinin zor olduğunu biliyorduk. Dün sahada bunu deneyimledik.
İstanbul’da bu performansın çok üzerine çıkarak alacakları sürpriz sonuçlar, ancak Şampiyonlar Ligi’ne renk katacak gibi duruyor.