29 Mart 2020

Ölesiye sevmek ve ölesiye nefret etmek arasında sıkıştırıldık

Fatih Terim'e karşı olan nefret ve sevgi de aynı şekilde tezahür ediyor. Sportif olarak eleştirmeye kalktığınızda, karşınızda Fatih Terim'den bağımsız 'Terim duvarı' beliriyor

Büyük bir insanlık sınavından geçiyoruz, hem de her yönüyle. Bir tarafıyla herkesi zorunlu olarak ehlileştiren bir yanı da var. Hemen her gün gazetelerde, televizyonlarda bir sağlık emekçisinin şiddete uğradığı ülkede bu durum, kimsenin bile umrunda olmazken, şimdi onları ayakta alkışlıyoruz, desteklerimizi sunuyoruz. Oysa birkaç ay öncesine kadar; doktorların maaşının çok yüksek olduğunu söyleyenden tutun da, "oh olsun" diyene kadar her türden insanlık dışı düşünceye rastlıyorduk. İçinden geçtiğimiz tünelse çok kez karanlığa çıkıyor.

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 23 Mart tarihinde attığı bir tweetle, yeni tip Koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıkladı. Galatasaraylı taraftarlar hem üzgün, hem kızgındı. Zira Fatih Terim, liglerin ertelenmesini isteyen bir açıklama yapmış ve isyan etmişti. 'Özerk' görünümlü ama iktidara son derece göbekten bağlı Türkiye Futbol Federasyonu, defalarca liglerin ertelenmeyeceğini açıkladı. Hatta konu öylesi bir krize büründü ki, liglerin ertelenmesi gerektiğini belirten TFF Başkan Vekili ve İcra Kurulu Üyesi Erdal Bahçıvan görevinden istifa etti. "Ertelemeye gerek yok, seyircisiz oynanacak" diyen Başkan Nihat Özdemir ve ekürisi Servet Yardımcı'nın hâlâ görevde olması ise Türkiye klasiği olarak yerini aldı. 

Türkiye'de her konuda olduğu gibi siyaset karar verdi ve ligler ertelendi ertelenmesine ama bu konuda ilk bayrak açan kişi Fatih Terim'e de virüs bulaşmış oldu.

Dünyada 500 bini aşkın insanın muzdarip olduğu ve on binlerce ölümün yaşandığı bu hastalığın Terim'de çıkmasıyla, birileri 'bayram sevinci' yaşamaya başladı. 'Umarım geberir' diyenden, şarap açıp kutlayanına kadar pek çok normal görünümlü nevrotik tipleme ortalığa salındı. Üstelik bunlar arasında kendilerine 'gazeteci' diyen bir avuç zavallı da var.

Elbette kimse Fatih Terim'i sevmek zorunda değil, hoşlanmayabilirsiniz de, ama bu adam, bu denli nefreti kazanmak için ne yaptı acaba? Ölmesi istenecek boyutta bir nefreti kazanmak için Fatih Terim'in suçu nedir? Takımına kazandırdığı başarılar, kupalar, şampiyonluklar, bu beddualar için yeterli mi? Böylesine bir nefreti kazanmak herkese nasip olmaz (!), sadece bu yüzden bile Fatih Terim tebriği hak ediyor. 

Türkiye'de son yıllarda çokça yaşanan bir tavır aslında bu. Ölesiye sevmek ve ölesiye nefret etmek arasında hiçbir çizgi yok. Bize iğnenin ucundan çıkan bir ilaç gibi yavaş yavaş zerk edildi. Bir gün uyanıp baktığımızda hepimiz bir kutbun ucunda bulduk kendimizi. Hemen her konuyu, bu eksende tartışmaya ve konuşamamaya başladık. Ya Nadal'ı sevdik, ya Federer'den nefret ettik, ya Messi'yi sevmedik, ya Ronaldo'ya taptık. Bir süre sonra konunun ne olduğunun önemi kalmadı.

Fatih Terim'e karşı olan nefret ve sevgi de aynı şekilde tezahür ediyor. Sportif olarak eleştirmeye kalktığınızda, karşınızda Fatih Terim'den bağımsız 'Terim duvarı' beliriyor.

Tam da bu yüzden, Fatih Terim için söylenenlerin arkasından, bir sürek avı başlatıldı. Fatih Terim hakkında tüm yazılanlar bulundu ve kanunen suç olduğu halde telefonları, adresleri paylaşılmaya başlandı sosyal medyada, ölüm tehditleri havada uçuştu. Herkesin birbirini 'özgürce' ölümle tehdit ettiği, yasaların suç saydığı eylemleri yapabildiği bir ülkeyi yarattığı için siyasal iktidara teşekkür etmek gerekir. Çünkü devletin görevlileri, barış isteyen akademisyenler için 'Kanınızda yıkanacağız' diyen mafyalarla uğraşmak yerine, "Bugün cumhurbaşkanımıza kim hakaret etti de, onu bulalım, yıldızlı aferinimizi alalım" diye uğraşıyor.

'İnsanlık' denen olgu, bu topraklardan hızla kaçıyor, geriye kalanlarla nasıl bir ülkede yaşanabilir, bilinmez. Fakat şu kesin ki; hastalıklı fikirlerle donanmış bu insan görünümlü canlılarla yaşamak istemeyen çok sayıda 'insan' da var.

Ancak ve ancak hastalıklı fikirlerle var olabilen zavallılar gürûhu için kötü haber, arkanızdan sizi hatırlayacak birkaç kişi bulabilirseniz mutlu olun. Bir Kızılderili atasözünde dediği gibi; "Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et."

Size bayram olmayacak, bunu bilin.

Yazarın Diğer Yazıları

Kimse kendini Trabzon üstünden aklamaya çalışmasın

Şiddetin rengi nereden gelirse ona göre mi pozisyon alacağız yoksa bazı şiddetler kabul edilebilir, bazıları değil mi?

Ananaslar, VAR kayıtları, küfürler ve Saran'ın yayın ihalesinde "tuttur"ması

Son birkaç gün yaşananlar savcıların soruşturma başlatması için yeterli şüpheler barındırıyor

Uğur Bey, arzu ederseniz Kadıköy'de falakaya da yatırın

Kadıköylülerin, Fenerbahçeli başkana değil, bu ilçenin sorunlarıyla ilgilenecek, onları çözecek bir başkana ihtiyaçları var