30 Mart 2020

Ekonomiye de bilim kurulu, hemen şimdi

Türkiye’nin şu anda iktisatçıların, ama ufku geniş, kalibresi yüksek, dünya çapında kabul görmüş iktisatçıların vereceği akla, olağandışı önlemlerle ilgili "heterodoks" (olağandışı) politika seçeneklerini gündeme almaya ihtiyacı var

Türkiye ve dünya yüz yılda bir-iki kez yaşanacak türden olağanüstü bir dönemden geçiyor. Olağanüstü dönemlerin politika seti, olağan dönemlerle aynı olamaz.

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu geçen hafta, önlem alınmazsa 1 milyon kişinin işsiz kalacağını söyledi. Bu, sadece mavi yakalı işçiler, bunun üzerine Koronavirüs nedeniyle kepenk kapatan, siftah yapamayan esnafı, kendi hesabına çalışanları da eklediğimizde yüz yüze olduğumuz tehdidi görebiliyoruz: Bu salgında milyonlarca kişi işsiz kalabilir.

Milyonlar işsizliğe, açlığa, sefalete terk edilemez. Devlet sorumluluk üstlenmeli.

Erdoğan tarafından açıklanan 100 milyar liralık paket Türkiye’nin kapısındaki dev işsizlik dalgasıyla mücadele için yeterli değil. DİSK’ten TÜSİAD’a kadar herkes, pakette yer alan önlemlerden çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir.

Olağandışı durum için olağandışı önlemlere ihtiyaç olduğu konusunda hemfikirsek devam edelim. Devlet, olağan dönemlerde geçerli olan yasalara, kurallara, teamüllere göre işler. Olağandışı dönemlerde ekonomide ne yapılacağı, hangi adımların atılacağı, o adımları hangi adımların takip edeceği konusunda ekonomi yönetiminde, bürokrasisinde deneyim, bilgi birikimi yoktur. Olması da beklenemez. Olağandışı önlemler için iktisat bilimine, başka ülkelerdeki tecrübelere başvurmak gerekir.

Normalde teknokratların seçilmişleri gölgede bırakacağı, onlardan rol çalacağı ara yönetim biçimlerinden hoşlanmam. Demokrasiye, bugün dünyada uygulananı da aşan, doğrudan demokrasiye yaklaşan bir demokrasiye inanıyorum...

Bununla birlikte ilkesel meseleler, milyonlarca insanın işsiz kalmasından, kirasını, doğalgaz-elektrik faturasını ödeyemeyecek duruma düşmesinden, sefalete sürüklenmesinden daha önemli olamaz.

Geçtiğimiz hafta bir dizi iktisatçı Koronavirüs’ün yol açtığı yıkımla mücadele için alınması gereken önlemler konusunda öneride bulundu. Mahfi Eğilmez Hükümet’e yönelik bir açık mektup yayınlayarak yapılması gerekenlerle ilgili önerilerini paylaştı. Türkiye Ekonomik Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) bir raporla, Koronavirüs’ün ekonomide yol açtığı tahribata karşı devletin "son alıcı" olarak görev üstleneceği bir modeli tartışmaya açtı. Korkut Boratav, Taner Timur gibi sol iktisatçılar kamucu önerilerin yer aldığı bir çağrı yayınladılar. Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde görev üstlenen eski bankacı Kerim Rota ve ekipteki diğer ekonomistler "Korona bonosu" çıkarılıp Merkez Bankası’na satılmasını önerdi. Dikkat çekici başka öneriler de dile getirildi.

Türkiye’nin şu anda iktisatçıların, ama ufku geniş, kalibresi yüksek, dünya çapında kabul görmüş iktisatçıların vereceği akla, olağandışı önlemlerle ilgili "heterodoks" (olağandışı) politika seçeneklerini gündeme almaya ihtiyacı var. Bu, Sağlık Bakanlığı’nda olduğu gibi bir Bilim Kurulu aracılığıyla yapılabilir.

Siyasi ikbal hesaplarını bırakıp işşizlik ve açlığın eşiğindeki milyonlara el uzatma vakti...

Yazarın Diğer Yazıları

Helalleşme yazısı

Helalleşelim. Ama ayrılmayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indirimi konusunda neden ısrarcı? Kafasındaki plan ne?  

Muhtemelen (İki aydır olduğu gibi) kur akışa bırakılacak, faiz indirimleri sürecek, seçim öncesi olası atakları karşı rezerv açığı kapatılmaya çalışılacak, inançla yola devam edilecek.

Anadolu burjuvazisi şimdi ne düşünüyor?

2018’e kadar amasız, fakatsız destekledikleri AKP’nin arkasında dimdik duruyorlar mı hâlâ? Yoksa ekonomideki, dış politikadaki maceracılıktan, beceriksizlikten bezdiler mi?