Sevdim, sevildim ama çok en çok kendimi sevdim

90’larda moda dünyasının altını üstüne getiren Neslihan Yargıcı rüzgarı, 2000’lerin başında ansızın dindi. Farklı kulvarlardaki işleri kadar özel hayatı ve düzenlediği partilerle de manşetleri süsleyen “siyahların kadını”, birdenbire ortadan kayboldu. Sordum soruşturdum, onu Bodrum’da buldum. Ortada olmaması, boş durduğu anlamına gelmiyormuş, gayet net anladım. “Akıllı olan kenarda durur dönemindeyiz” diyen Yargıcı ile uzun uzun sohbet ettik. Sıfır egoyla, müthiş keyifle yanıtladı sorularımı. Jüri üyeliği yaptığı programdan nasıl “paketlendiğini” anlatırken güldü, imzasını taşıyan Seden Gürel imajı için “Tam bir çöptü” demekten çekinmedi. Geriye de son derece vintage bir moda-magazin söyleşisi kaldı. Keyifli okumalar...

Haberin Devamı

Sevdim, sevildim ama çok en çok kendimi sevdim 90’larda magazin sayfalarının vazgeçilmez yüzüydünüz. Sonra aniden kayboldunuz. Nerelerdesiniz?

- Ortada olmamak, yok olmak demek değil ki... Ortada olacak bir ortam yok. Bu dönem, “akıllı olan kenarda durur” dönemi.

Doğum günleriniz bile haberdi...

- Çünkü doğum günlerimi çok özel hazırlardım. Öyle ses getirirdi ki davetli olmak için araya birilerini koyarlardı.

Yok mu artık o partiler?

- Yooo, devam ediyor. Geçen sene 4 kutlama yaptım; hem yurtiçi hem de yurtdışında...

Bu yıl tabii pandemiden dolayı yalan oldu...

-  Doğum günüm 11 Aralık... Bu sene konsept, köfte-patates, pijama, terlik (gülüyor).

Biraz anılara dalalım istiyorum. Sizin mankenlikten modacılığa, imaj danışmanlığından oyunculuğa fırtına gibi estiğiniz yıllara...

- Tabii...

Haberin Devamı

Bu çok yönlülüğün sebebi neydi? Çabuk mu sıkılıyorsunuz yoksa kendinizi tek bir alanla sınırlamak mı istememiştiniz?

- Baskıcı bir aileden gelmiyorum. Özgüvenli büyütüldüm. Fransız eğitimi de özgüveni tetikler. Şan eğitimi veya basın yayın eğitimi almam babamın önerisiydi. Konservatuvarda 5 sene keman çaldım.

Ama müzik pek uzun sürmedi...

-  Bunlar tek tip, son derece disiplinli işler. Bana göre değildi. Ben aklına eseni yapmak isteyen, içindeki sesi dinleyen, farkındalığı olan, gözleyen, hisseden biriyim.

Farklı alanlara girmenizde kimler önayak oldu?

-  Müzik, kulislerde Sezen Aksu ile... İmaj çalışmaları, stüdyolarda... Dergicilik, Allah rahmet eylesin Ercan Arıklı sayesinde...

Sevdim, sevildim ama çok en çok kendimi sevdim

SON ANDA “BENDENİZ” DEMESEM DENİZ ÇELİK OLARAK ÇIKACAKTI

Farklı fikir dediğiniz anda aklıma Seden Gürel ve Bendeniz’in ilk imajları geldi. Gürel “mantar şapkalı kız”, Bendeniz “abajur kız” olarak tanınmıştı sayenizde.

- Seden Gürel ve Bendeniz ilk ve en popüler olanlar... Bendeniz’in giysisinden çok ismi imajının bir parçasıdır.

Haberin Devamı

İsim annesi de siz miydiniz?

- Evet. Raks’tan “Ne yapabiliriz?” diye toplantıya çağırdılar. CD’si hazırdı ama kapağında Deniz Çelik yazıyordu. Çok sıradan geldi. O akşam düşündüm. Gece “Tamam” dedim, “Onun profesyonel adı Bendeniz”... CD kapakları yeniden hazırlandı. O gün bugündür Bendeniz ismi imajının parçasıdır. Yaptığım imajlar giysiyle sınırlı olmadı yani. Hepsi bir mesaj niteliğindeydi.

SEDEN GÜREL İMAJI TAM BİR ÇÖP!

Seden Gürel’in mesajı neydi?

- Şarkı söylemek için oranı buranı açman gerekmediğini vurgulamıştım. Evliydi, çocuğu vardı, sesi de güzeldi. Neden şarkı söylemesin? Televizyona verdiğim bir röportajda bu düşüncemi dile getirdim. Çok aile destek verdi, bu fikre inandı. Benim de istediğim buydu.

Haberin Devamı

Siz hep siyahlar içindeydiniz. Bendeniz keza öyle... Seden Gürel niye tepeden tırnağa bembeyazdı?

- Beyaz renk deterjan, şapka ise şampuan reklamına hazırlıktı. Projenin devamı kopyalanmasın diye devlet sırrı gibi sakladım bunu. Çok sık yaşadığım bir durumdu çünkü. Ama...

“Ama”sı ne?

- “Çok beğenildiği için” çok da tepki aldı bu imaj. Seden Gürel’in de aklına girdiler ve ansızın şapkayı çıkardı. Her gün haber olan Seden, gazetelerde şapka kadar haber olmadı. Proje de çöp oldu. Düşündüğüm stratejiyi ne yazık ki uygulayamadım. Bu konuda ilk defa size detay veriyorum. O imaj tam çöp! O beyazlı kız gitti, “Çalkala” adlı bir parça ile yoluna devam etti.

Haberin Devamı

Sevdim, sevildim ama çok en çok kendimi sevdim

SAKIP SABANCI ARAYIP “ŞU PROGRAMI ERKENE ALIN” DEDİ

Siz televizyondaki bir stil yarışmasında jüri üyeliği de yapmıştınız. O nasıl bir deneyimdi?

- Televizyonda ilk moda programını başlatan benim aslında, adı da “Beni Baştan Yarat”tı...  Önceleri kimse ne yapmak istediğimi anlamamıştı. Ama bir gün Türker İnanoğlu, “Bir Başka Gece” adlı programın içinde bir bölüm verdi. Programa katılan kişi baştan aşağı değişir ve son görüntüleri olay olurdu. Reytingi çok yüksekti. Allah rahmet eylesin, Sakıp Sabancı arayıp “Şu programı erken saate alın, son halini izleyemiyorum” demişti. Program uzun sürdü. Sonra taklitleri başladı.

O PROGRAMDAN PAKETLENDİM

En son ünlülerin katıldığı bir stil yarışmasında jüri üyesiydiniz. Ama kısa sürdü diye hatırlıyorum. Sonraki sezon yerinizi rahmetli Nur Yerlitaş aldı.

Haberin Devamı

-  “İşte Benim Stilim” yarışması... Duyuyordum ama hiç izlememiştim. Teklif geldi, “Tamam” dedim. O dönem, Allah rahmet eylesin, Nur programdan ayrılmıştı. Ama kırmızı halı ile davet edildiğim o programdan ayrılırken “hoşça kalın” diyecek kimseyi bulamadım. Yani paketlendim (gülüyor).

Bekliyor muydunuz böyle bir şey?

- Zaten farkındaydım, kapıya doğru yaklaşıyordum (gülüyor). Benden sonra Nur geri döndü.

İyi de siz neden saf dışı bırakıldınız?

-  “Çok moda konuşuyorsun” dendiğini söyleyebilirim. Programın akışında espri de olur, kavga da ama bunlar öncelik haline gelirse sıkıntı. Sürekli “Sakin ol Neslihan” diyordum kendime. Çok “ya sabır” çektim. Ben ayrıldıktan sonra izleyiciden tepki geldi, “Moda bilginizden yararlanıyorduk” dediler ama konu moda değilmiş demek.

YAŞADIKLARIMI ANLATACAĞIM BİR SAHNE ŞOVU HAZIRLADIM

◊ En severek yaptığınız meslek hangisiydi?
- Defilelerimi hep farklı mekanlarda yaptım. Haydarpaşa Garı, Tiyatro Miyatro... Hepsinde rolüm vardı, sahnedeydim. Tiyatroda oynadım. Reklam filmi, klip ve dizilerde rol aldım. En son dizim “Avrupa Yakası”ydı, en son konuk olduğumsa “Afili Aşk”. Sahneyi çok seviyorum. Özellikle de doğaçlama yapmayı. Yaşadıklarımı anlatan bir sahne şovu yapmak istiyorum mesela. Hazırlıklarım tamam ama zamanlama önemli.

Sevdim, sevildim ama çok en çok kendimi sevdim

BİR DAHA ÖYLE MEKAN OLMAZ MÜŞTERİ DE DEĞİŞTİ ADAP DA SEZEN’İ DİNLEMEYE TOM JONES BİLE GELMİŞTİ

Sezen Aksu, Onno Tunç, Harun Kolçak, Uğur Yücel gibi dev isimlerle yaptığınız “Oba Show” adlı müzikli gösteriden de konuşalım biraz. Bana sorarsanız muazzam işti.

- Oba başlı başına bir projeydi. Sezen ile beraber aldık bu kararı. “Gazinolara son” dedim. Club gibi olacaktı, ama yemekli... Sezen tek başına program yapacaktı. Yemekte Rıza Silahlıpoda müzikleri, saat 11.30’da program... Onno Tunç, Uğur Yücel, Aykut Gürel, Harun Kolçak, Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Seden Gürel vokallerde... Ben ve Sezen birlikte parodiler falan... Haftanın her günü çalışıyorduk, pazar dahil. Gelen bir daha gelirdi, müdavimlerimiz vardı. Tom Jones bile gelmişti Sezen’i dinlemeye.

Onca star aynı kadroda... Hiç ego çatışması yaşanmadı mı?

- Sahnede rekabet olmaz mı, tabii ki vardı ama seviyeliydi... 

Ne kadar sürdü o şov?

- 4 sene... Sonra açıkhava konserleri başladı. Vokalistler yuvadan uçtu.

Sizi yeniden bu tarz bir projede görme ihtimalimiz var mı?

- Böyle bir program bir daha olmaz ki... Müşterisinden servis elemanına kadar Oba bir ekoldü. Artık öyle bir mekan imkansız.

Neden olmasın?

-  Neden mi? Müşteri değişti, adap değişti. “Ne fark var?” derseniz. Ortak kültür birliği, espri anlayışı... O zamanlar çok değişik konseptler yapmıştım. Şimdi onlar da olmaz.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları