Pako’ya ve Buddy’me selam söyle Bekir Abi

Sadece insanları değil, doğayı, denizi, ağacı, kediyi, köpeği, kuşu ve tüm hayvanları da seven, aynı değeri veren ve anlatan bir meslektaşımı, Atatürk sevdamı paylaştığım adamı, iyi, çok iyi bir insanı ve hayvan hakları konusunda yol arkadaşımı kaybetmiş olmanın büyük üzüntüsünü yaşıyorum.

Haberin Devamı

Ne çok ağladım onun hayvanları konuşturan yazılarını okurken.
Ne çok cümlesiyle kalbime, yüreğime dokundu.
Ve tabii ne çok hayvanın, hayvanseverin hayatını değiştirdi güzel kalbi ve sağlam kalemiyle. 
Pako’ya Mektuplar’ı unutmak mümkün mü?
Pako’ya gönderilen mektuplar kitaplaştırılmış, ‘best seller’ olmuş, sonrasında da sadece Türkiye’de değil yedi Avrupa ülkesinde de yayınlanan 12 dizilik film haline gelmişti.
Efsaneleşmişti yani.
Bir süredir hastaydı Bekir Coşkun, evet çok erkendi ama gideceğini biliyordu, yazıyordu da. 
“Küçük köpek kaç gündür arkadaşı çocuğu arıyor kumsalda...
Arada bir koşuyor kendi kendine...
Koşunca arkadaşı gelecek sanıyor...
Nereden bilsin...
Bu mevsim ayrılık zamanıdır...
Dün gece ilk yağmur yağdı... Çatılarda tıkır tıkır...Küçük gölcükler oluştu sokakta...
Kediler saçak altlarına sığındılar...
Bu sonbahar yağmurları, sanki doğanın ayrılıklara ağlayışıdır...
Yaz aşklarında bu günlerde tenler ayrılır...
Ne çok giden olur...
Ne çok el sallanır bu mevsimde...
O ne çok vedadır...
Bu mevsimde ne çok ‘Beni unutma!’ vardır” demişti.
Veda vakti geldi ama unutmak mı? 
İşte o asla olmayacak...
Ölüm haberini aldığımda aklıma geride kalan öksüz hayvanlar geldi.
Ama sonra Pako’yu ve sevgili eşi Andree ile birlikte bakıp sevip kaybettikleri diğer dostlarını düşündüm.
Bekir Abi hepsiyle buluştu Gökkuşağı Köprüsü’nde.
Ben şimdilik burada kalan takipçisi olarak Bekir Coşkun’un mirasını koruyarak canlara bakmaya, kollamaya, onların haklarını savunmaya devam edeceğim.
Seninle ve arkadaşlarımızla buluşana dek bayrak bende Bekir Abicim, gözün arkada kalmasın.
Pako’ya, Buddy’ye, Kaliko’ya ve diğer tarafta bizi bekleyen tüm dostlarımıza selam ve sevgiler, onlar da sana emanet.

Haberin Devamı

Yeniden enfekte olmaya başladılar

Geçtiğimiz yıldan bu yana dünya genelinde koronaya yakalananların sayısı 40 milyona yaklaşıyor.
İlk yılımıza doğru girerken hastalığı geçirip iyileşen işte bu 40 milyon kişi yeniden enfekte olma riskiyle karşı karşıya gelmeye başladı.
Çünkü 3 ila 6 ay arasında değişen bağışıklık süreleri dolmakta, hatta çoğu kişide doldu bile.
Bu durumda iki senaryo gündemde.
Bazıları ikinci kez korona olduklarında hastalığı ilkine göre daha ağır geçirebiliyorlar.
Bu biraz alınan virüs yüküne, biraz da kişinin o anki vücut direncine bağlı.
İkinci kez koronaya yakalananların büyük bir çoğunluğu ise hastalığı hafif, hatta semptom bile göstermeden geçiriyor.
Bu da toplum için ayrı bir tehlike.
Belirti göstermeden korona geçirenler hastalığı bulaştırmaya devam ediyorlar çünkü.
Yani ateş ölçme, öksürük takip etme, hapşıran, öksürenlerden uzak durma gibi tedbirler bir anda taca çıkmış oluyor.
Son derece sağlıklı görünen birinden de korona kapma ihtimali bu kış daha da yüksek anlayacağınız.
Kalabalıklardan uzak durmak ve her ortamda maske, mesafe, hijyene dikkat etmekten başka çaremiz yok. 

Haberin Devamı

Peru’da devasa kedi figürü

Bu kedi sevdası sadece eski Mısır’da değilmiş.
Peru’da Nazca bölgesindeki antik SİT alanlarında bakım yapan arkeologlar yamaçta yatay olarak görülen 37 metre uzunluğunda bir kedi figürü ortaya çıkardı.
Düşünsenize, üşenmemişler 37 metrelik bir kedi çizmişler.
2 bin yıl öncesine ait olduğu tespit edilen bu devasa kedicik, insanoğlunun kedi sevgisinin ne kadar eski ve köklü olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Pako’ya ve Buddy’me selam söyle Bekir Abi

 

 

Yazarın Tüm Yazıları