İzin kâğıdı, evrak ve kontrol noktaları

‘İşe gidebilir’ kâğıtlarıyla yaşayıp kontrol noktaları arasında koştuğumuz kapanmada en çok polislerle diyalog kuruyorum. Görevimiz birbiriyle çelişiyor, bu da bizi yoruyor.

Haberin Devamı

İzin kâğıdı, evrak ve kontrol noktaları

Son sabahlarımın şarkısı “Evden çıkmak mecburen, işe gitmek mecburen, mecburen mecburiyetten” şeklinde. Çünkü bu gidişlerin her hali iyice tuhaflaştı. Örneğin şimdi evden çıkacağım ve çıkmadan önce kontrol etmem gereken kocaman bir yanıma alınacaklar listesi var. Altı üstü evden çıkacağız arkadaş ya, bu kadar çok kontrol edilmesi gereken adım olmaz. Ama oldu işte.

Bir 300 metre gider gitmez ilk çevirmeme giriyorum. “Kâğıt var mı?”, var. “Kimlik?”, o da var. Memur Bey kardeşim kâğıda bakıyor. “Bu olmaz” diyor. 

-  Niye olmuyormuş?

- Bunu şirket yazmış, kaymakamlık onayı olması lazım.

-  Yok, o geçen seferdi. Bu seferki genelgenin 15’inci maddesine bakarsan, oluyor bu.

Haberin Devamı

Bir süre konuşuyoruz. En sonunda ben “Usta, benim işe gitmem lazım, ceza keseceksen kes, kesmeyeceksen sal beni, acelem var” diyorum. “Bu olmazdı ama arkanda trafik oldu, bu seferlik geç” diyor.

Bitti mi peki maceramız? Hayır. 25 dakikalık yolumda üç kontrol noktası var. Altı dakika sonra ikincisinde ‘onlaynım’. Yol, yine tek şeride düşüyor. Dizilip bekliyoruz. Bir önceki kontrol noktasında “Olmaz” denilen kâğıt burada oluyor. Hızlıca geçiyoruz. Son kontrol noktasında da benzer bir süreç işliyor. Fakat ben günde altı kere durdurulmaktan sıkıldığım için dayanamayıp “Kontrol ettiğiniz arabanın kaputuna görüldü damgası mı vursanız acaba, üç metrede bir tekrar girmesek” diyorum. Cevaben “Biz görevimizi yapıyoruz” alıyorum. “Allah zihin açıklığı versin” deyip devam ediyorum.

Haydi hayırlı olsun; bugünü kazasız belasız atlattık diyebilir miyiz? Diyemeyiz! Daha bunun dönüşü var. Dönüşte farklı güzergâhtan gidip kontrol noktası sayısını ikiye indiriyorum. İkincide bu kez imza tartışması çıkıyor. Memur Bey diyor ki: “Bunda ıslak imza yok.” Ben diyorum “QR kod var, onu okutursan dijital imzası çıkıyor”. Deniyoruz, okumuyor. Aplikasyon indirmesi lazımmış. Yine “Hadi bu seferlik geç”le kurtarıyoruz.

Haberin Devamı

Şimdi bu işin bir de yarını var. Çünkü devlet demiş ki şirketlerin verdiği izin kâğıtlarının süresi bugün doluyor. E-devlet’ten kâğıt lazım. Bakıyorum e-devlet’e bir eşleşme sorunu hasıl olmuş, o kâğıdı öyle alamıyoruz. Neyse zaten bu tip süreler genelde dolmalarına saatler kala, gece 10-11 gibi uzatılıyor. Ama buna güvenerek iş yapamayız. O yüzden haritayı açtım, izin belgemde sıkıntı çıkarsa işe nasıl gidebilirim diye güzergâh arıyorum. ‘Şu ara sokaktan sola kıvrılsam, burada 50 metrelik bir ters yön var, oradan kaçsam’ gibi projeler geliştiriyorum.

“İnsanın boş zamanlarında haritadan işe gidiş rotası tasarlaması ve kafasında polis beylerle olası diyalogları canlandırması ne kadar sağlıklı” diyen olursa, buna makul bir cevabım yok. “Sen niye sokağa çıktın” sorusuna çeşit çeşit açıklama getirmeye vakit ayırdığım için o diğer soruyu düşünmeye vaktim olmadı.

Yazarın Tüm Yazıları