Şam'daki Amerikalılar İdlib'de çekilen kuleler imzalanmayan bildiriler

Son 7 gün içinde okuduğum şu haberleri alt alta yazdım, bakın nasıl bir tablo çıktı:

Haberin Devamı

Geçen hafta: Rusya ve Mısır Karadeniz’de ortak tatbikat yaptı.

Nedir bu? Kime karşı?

Herhalde Gürcistan’a değil...

Biz S-400’leri Sinop’ta kime karşı denediysek, bu tatbikat da onun karşılığı olmalı...

Şamdaki Amerikalılar İdlibde çekilen kuleler imzalanmayan bildiriler

Önceki gün: Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’a çok yakın bir güvenlik ekibinin ağustos ayında gizlice Şam’a giderek Esad yönetimi ile görüştüğü ortaya çıktı.

Alın size bir gerçekçilik örneği...

İddiam şu.

Önümüzdeki 3 yıl içinde ABD’nin Ortadoğu’daki en güvenmediği müttefiki Esad olacak...

*

Dün: İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri karşılıklı olarak vizeleri kaldırdı.

Üç hafta önce karşılıklı büyükelçilik...

Haberin Devamı

Önceki hafta karşılıklı sivil uçuşlar...

Dün kaldırılan vizeler...

Özet: Bizim dışımızdaki dünyada diplomaside realizm tam gaz...

Ya bizde?

*

Dün Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından çok ilginç bir şeyi öğreniyoruz.

6 Ekim günü Birleşmiş Milletler Üçüncü Komitesi’nde çok ilginç bir oturum yapılıyor.

Konu Çin’de Uygur Türklerine uygulanan baskılar.

39 Batılı ülke adına yapılan bir açıklamada bu uygulama kınanıyor.

Ama çok ilginç bir şey var.

Son yıllarda Uygur Türkleri konusunda sesini en çok yükselten ülkelerden biri olan Türkiye bu kınama grubu içinde yok...

Daha da ilginci var...

Bu bildiriye karşı 44 ülke de Çin’i destekleyen bir metne imza atıyor.

Aralarında Rusya ve Küba gibi ülkeler de var.

İşin tuhafı bu grupta 20 İslam ülkesi Çin’in yanında yer alıyor...

Yani Müslüman bir topluluğa uygulanan haksızlıkları savunan bir bildiriye imza atıyor...

Türkiye o grupta da yok...

Onun yerine bir kadın büyükelçimiz çıkıyor ve harika bir konuşma yapıyor...

İslamofobiyi de eleştiriyor, Yahudilere karşı uygulanan antisemitizmi de...

Uygur Türklerine yapılan haksızlıkları endişe ile izlediğimizi de ekliyor.

İşte tam da dış politikada realizm diyebileceğimiz bir tutum.

*

Dün: Ve dün bir de şunu öğreniyoruz...

Türkiye İdlib’de, Şam yönetiminin denetimindeki bölgede kalan kontrol kulelerinden çekiliyor.

Realist bir adım daha...

*

Haberin Devamı

Bütün bunlara bakınca soruyorum:

Acaba dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinin ürünü olan “derinlik stratejisi”nden vazgeçiliyor mu...

Gerçek ve realist bir “stratejik derinliğe” mi geçiliyor?

İnşallah...

Şamdaki Amerikalılar İdlibde çekilen kuleler imzalanmayan bildiriler

BAKIN O KARISINA NE SORMUŞ, KADINLAR ONA NE DEMİŞLER

ABD Başkanı Trump geçen hafta seçim kampanyasında kürsüden anlatıyor:

“First Lady’ye, ‘Tarihin en yakışıklı başkanı mıyım’ diye sordum. ‘Evet kesinlikle’ dedi.

‘Kim beni geçebilir’ diye sordum.

‘Kennedy yakışıklıydı ama asla senin gibi değil’ dedi.”

Bunu söylerken arkasında onu izleyen kadınlar da “Seni istiyoruz” diye bağırıyorlar.

Diyorum ya bu adam biraz aklı başında olsa, dünyanın en eğlenceli ve sempatik başkanı olabilirdi.

Haberin Devamı

Dün bu videoyu seyrederken bir de şunu düşündüm.

Acaba stand-up’ta hangisi daha başarılı?

Trump Cübbeli Ahmet mi...

Galiba ikisinin de kendine göre üstün olduğu yanlar var.

Işıkları yanan mahkemeden çıkarılacak altı ders nedir

IŞIKLARI YANAN MAHKEMEDEN ÇIKARILACAK ALTI DERS NEDİR

GEÇEN haftaki polemikle ilgili görüşümü yazmıştım.

Ben ışıkları açık binalardan değil, asıl kapalı olanlardan korkarım.

Çünkü karanlık işler karanlık yerlerde tezgâhlanır.

Pusular kuytularda kurulur.

Ama bir ülkede ışık darbeyle ilgili böyle bir sembolizme sahipse de dikkat edeceksin.

O nedenle “Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları sabaha kadar yanıyor” tweet’inden darbe mesajı değil başka bir ders çıkardım.

Haberin Devamı

Akşam saat 18.00’den itibaren tweet atmayacaksın.

Hele hele iki kadeh içtiysen, hiç tweet atmayacaksın.

Televizyonda canlı yayına bağlanmayacaksın.

Instagram’a yorum yazmayacaksın.

WhatsApp’tan eski sevgililerine mesaj atmayacaksın.

Bir de Zoom ve görüntülü konuşmalarında çok dikkatli olacaksın...

O ne mi...

Bakın önceki gün ne oldu onu da anlatayım.

Şamdaki Amerikalılar İdlibde çekilen kuleler imzalanmayan bildiriler

ZOOM KAZASI
BU ADAMI AÇIK ZOOM’DA O ŞEYİ YAPARKEN GÖRÜRSENİZ

AMERİKA önceki geceden beri ünlü bir yorumcunun başına geleni konuşuyor.

New Yorker dergisinin ve CNN’nin yorumcusu Jeffrey Toobin katıldığı bir Zoom tartışmasında, kameranın kapandığını zannedip mastürbasyon yapmaya başlamış.

O Zoom konferansına katılan iki kişi de bunu görmüş.

Haberin Devamı

Bu olay bir anda Amerika’nın gündemine oturdu.

New Yorker dergisi adamın yazılarına ara verdi.

O da eşinden, ailesinden ve herkesten özür diledi.

“Kameranın kapandığını zannedip böyle aptalca bir şey yaptım” dedi...

Aslında yaptığı iş hiç de aptalca değil, ama onu açık kamera karşısında yapmak aptalca olmuş...

Toobin kim derseniz, sizin de muhtemelen tanıdığınız biri.

Hani şu streaming platformlarında seyrettiğimiz “American Crime Story: People vs O.J. Simpson” dizisinin esinlendiği “The Run of His Life” kitabının yazarı.

KOMPLO 19 VİRÜSÜ
GECE TUHAF SESLER DUYAN DİPLOMATLAR

DÜNÜN en ilginç, en sürreal haberini New York Times’da okudum.

Zaten orada okumasam hiç ciddiye almazdım.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Çin, Küba ve Rusya’daki bazı diplomatlarının başına son zamanlarda tuhaf şeyler gelmeye başlamış.

Geceleri kaldıkları yerlerde mermer kırılmasına benzeyen sesler işitiyorlarmış.

Sonra da garip hastalıklar başlıyormuş.

Çocuklarının burunlarından kan geliyormuş...

En önemlisi de hafıza kayıpları oluyormuş...

İlk bakışta insana komplo teorisi gibi geliyor.

Ancak bilimkurgu filmlerinde görebileceğimiz bir şey. Ama New York Times ciddi ciddi incelemiş bu durumu. Benim yorumum şu.

COVID-19, artık sinir sistemimize saldırmaya başladı.

Yani virüs olarak değil, mental olarak etkiliyor hepimizi.

Hani geçen gün Denizli çarşısında valiye haykıran esnaf haline geliyoruz.

Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönemde psikologlara ve psikiyatrlara çok iş düşecek.

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları